Perşembe Mayıs 23, 2024

Bir Faşistin Düşündürdükleri

Kucucuk kucuk burjuvalarin kumkucuk beyinlerinin dunyasi...

Bayraksiz bir hayat, susuz bir col gibidir...ey ulu bayrak, haydi mutlu et bizi, bicare zavalli ruhumu yucelt, koyu yalnizigimi parcala, kendimi dunyanin en guclu kisisi gibi hissttir bana, ihtiyacim var sana...ne olur yalvariyorum sana...canim feda yoluna...

Bayrak bayrak soyle bana; bizden guclusu var mi dunyada??? Ezan, bayrak, kutsal devlet umacisi ile sinif sorunlarinin karartilmasina izin vermeyelim...
yillardir batidaki sinifsal-ekonomik-sosyal sorunlari ve mucadeleyi azgin bir soven kampanyalar zinciri ile orttuler; azgin bir sovenizm dalgasi yaratarak sinif iktidarlarini ve ekonomik duzeni korudular...yine aynisini yapiyorlar...bayraklari birakin, gizlenmeye calisilan gerceklere bakin...

 

Birseye inanmak isteyen bir insanla bilimi tartisamazsiniz...Bilim inanmaktan degil, suphecilikten dogar.


Marksin deyimi ile, ''bilime ciplak giriniz'' gercegi, bilimsel dusunmenin, saf gercegin, ya da saf gercege en yakin gercegin kesfinde olmazsa olmazdir.

Mantonuzu, onyargilarinizi, kuruntularinizi, inanclarinizi, duygularinizi birakmadan gireceginiz yer heryer olabilir, ama asla hakikatin ve bilimin dunyasi degil...

Dusunmek istiyorsaniz, inanmaktan vazgecin. Olgulara disardan, taraf olmadan bakin. Taraf olarak girdiginiz yerden sadece kendinizi kanitlamak cikar, gercegi kanitlamak degil...Ikisi arasindaki ayrim derin bir ayrimdir; cunku sonucta kimin kazanmak istedigine dayanir, kendi egonuzun mu, yoksa gercegin mi kazanmasina.....

Genc burjuvazi, feodalizmin bagrinda gelisen kendi uretim tarzinin hakimiyetini saglamak icin, 'esitlik, kardeslik, baris'' sloganlariyla jakopyenizme soyundu tarihte; donemi geregi ilericiydi, orta cag uretim tarzini tasfiye icin sokaklara dusmustu...
Ve tarihin o evresinde, kendi pazarina sahip cikma, kendi burjuva iktidarini ve onun kapitalist cikarlarini korumak icin vatan ve ulus kavramini gelistirdi...

Tum bir toplumun 'ulus' denilen tek bir butunden olustugu yalanina dayandi... Iscileri-koyluleri bu 'ulus' bayragi altinda-burjuvazinin iktidari altinda- birlik olmaya, 'yabanci uluslara mensup dusmanlar' karsisinda tek olmaya, birlik olmaya davet etti...Vatan ve ulus kavramlarini yasatmak icin ulusal bayraklari icat etti... 

Tum dunyayi, burjuvazinin cikarlari adina, farkli bayraklar altinda kumelenmis, ama tek bir gercege, kendi burjuva sinif cikarlarina hizmet icin, ulusal sinirlara-pazarlara boldu...Gecmiste imparatorlar icin yuruyen savaslar bu kez 'uluslar', 'vatanlar'', kutsal 'ulusal bayraklar' adina surdurulmeye devam etti....

Milliyetcilik, iste tamda kapitalizmin safaginda dogan bir burjuva ideolojisi olarak, kendini var eden kapitalizmin dogusuyla birlikte dogdu...Ama omru 50 yil bile surmeden, bu kez kapitalizmin tekelci asamasina gecmis, gericilesmis kapitalizm, ya da diger adiyla emperyalizme donusen kapitalizm olarak, bu kez milliyetciligin en buyuk dusmani haline gelen de yine burjuvaziydi...

Asiri kar hirsi, onu, kendi ideolojisi milliyetciligi atmaya, yerine kuresel salt sinif cikari olarak emperyalist bir barbara donustu...Milliyetcilik, bugun , onun sahibi burjuvazi tarafindan bile bir tarafa atilmis, ezilmeye calisilan bir ideolojidir...

Anti-emperyalizme donusen, ulusal bagimsizlikciliga donusen milliyetcilik, artik bir tehlikeydi kuresel burjuvazi icin; ve onu bogan yine kendisi oldu...Burjuvazi, bugun cikari nerseyse orda olan, salt ekonomik cikar icin ne din, ne ulus, ne milliyet, ne de herhangi bir ideoloji tanimayan ekonomik bir canavar orgutune donustu, ama aptal, aldatilmis, ya da aldatilmaya, kendini uc kurusa satmaya hazir yiginlari, yine bu kuresel cikar savaslarinda asker olarak kullanmak icin, yine de sahte milliyetcilige ihtiyac vardi, ve nitakim oyle de oldu.

Milliyetcilik ; Kapitalizmin-Burjuvazinin kendi sinif cikarlari gayesiyle toplumdan asker, bekci temin etmek icin, kucuk burjuvaziden ve Lumpen Proleteryadan kendine devsirme araci-ideolojsidir.

Milliyetcilik Lumpen Proleterlerin sadist ruhuna, kucuk burjuvazinin kompleksli, yalniz, caresiz, buyuk burjuva olma hayallerine bas vurur.

Onlari birlikte, ulus ailesi icinde buyuk ve ayrilmaz bir guc olduklarina inandirir.

Bu ofkeli, kucuk, sadist ruhlarda eksik olani, zayif olani arar Burjuvazi, ve onu bulur,iktidari icin kullanir.

Nazi ordulari bu kucuk burjuvalardan ve lumpen proleterden olusur. Milyonlarcasi akar sahte guc irmagina burjuvazinin. O kucuk askerler, buyuk burjuva ordusunun sersemletici ajitasyonunda bir cinayet makinelerine donusurler....Insanligi, kendi ulusu disinda herkesi katletmeye donusurler.

Aptallarin, sadistlerin, cinayet makinesi burjuva ordunun askerlerinin gormedikleri bir sey vardir oysa; bu ideolojinin ve onun silahlandirdigi milyonlarca kursun askerin burjuvazi icin hicbir onemi yoktur; gozunu kipmadan hepsini harcar kendi cikarlari icin....Ve fasizm ordusundan, onun savaslarindan geriye kalan; daha da zengin olmus burjuvalar ve fasist ordunun askerlerinin, Kizil Ordunun askerlerinin ve milyonlarca masum sivilin cesetleridir sadece.

Bir burjuva menfaat, onun milliyetci cagrilarina cevap veren milyonlarca sadist, aptal ve cinayet heveslilerinin tum bir hikayesi, ayni zamanda aptalligin sadistlikle harmanlanmis kanli bir tablosudur.

Milliyetcilik bugun sahibi burjuvazi tarafindan bile degersiz ilan edilmis bir ideoloji olmasina ragmen, yine de burva orduya asker toplama burosu olarak gundemdedir, belki de gundemde kalma tek gerekcesi budur; cunku ezilen uluslarda gelisen milliyetci hareketler bile cok gecmeden bu kuresel devasa emperyalizm panzeri karsisinda elleri havaya kaldirmaktan, ve sahte, gorunuste bir milliyetcilik, ama ozde yeni-somurgeci usaklar olmaktan oteye gidememektedir...

Evet, belki tuhaf ama, kelime anlamiyla milliyetci durusu, yani empertalist burjuvazi karsisinda dik durusu koruyabilecek tek sinif, yine milliyetciligin dusmani olan tek sinif; enternasyonalist proleteryadir...Emperyalizm caginda milliyetciligin gorevleri de bizim omuzlarimizda kalmistir...Cunku onu gerceklestirme gucunde bir burjuva-ulusal sinif cagimizda kalmamistir...Var olan ciliz ulusal burjuvaziyi de Neo-liberalizm oldurdu; katili ise biz isciler degil, yine emperyalist burjuvazidir.Milliyetcilik gunumuzde aclarin toklarin doyurdugu, onlara askerlik yaptigi yerdir.
Milliyetcilik cinayettir!26th November 2013,...http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/11/bir-fasistin-dusundurdukleri.html

 

94767

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

Sayfalar