Çarşamba Mayıs 15, 2024

Emek seferberliğiyle mücadeleye güç kat dayanışmayı büyüt

Savaş, direniş ve çatışmaların odağında yer alan coğrafyamızda büyük bedeller ödenerek yaratılan mücadele tarihine, kesintisizce süren direnişlere tanıklık etmekteyiz. Halkımızın devrimci öfkesi ve mücadelesi eşine az rastlanır faşist bir saldırganlıkla ezilmeye, katliam, gözaltı ve tutuklamalarla bastırılmaya çalışılsa da sınıf mücadelesi direniş, çatışma ve kopuş zemininde yol almayı sürdürmekte, çelişkiler keskinleşmektedir

Gezi isyanı, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla temellerinden sarsılan hakim sınıfların iktidardaki kliği AKP tek başına hükümet olmayı güvenceleyecek 7 Haziran, 1 Kasım seçimleriyle “pirus zaferini” ilan etmiş oldu. Hakim sınıfların geçici bir nefes almalarını sağlayacak sandık sonuçlarının yaşanan yönetememe krizine çare olmayacağı ortadadır. 7 Haziran öncesi startını verdiği faşist devlet terörü ve kitlesel katliamlarla bir yandan kendi saflarını tahkim etmeyi, rakip burjuva kliklerini etkisizleştirmeyi amaçlayan AKP/Erdoğan kliği bir yandan da toplumsal muhalefete, geniş halk yığınlarına karşı ilan ettiği savaşı tırmandırmaktadır. Başta Kürt ulusal hareketi, mücadelesi olmak üzere devrimci demokratik ve ilerici güçlere yöneltilen, katliam, gözaltı ve tutuklama saldırısı bugünde tüm savaş aygıtları devreye sokularak sürdürülmektedir. Irkçı-şoven saldırılarla ve azgın devlet terörüyle yaratılan gerici atmosferde geniş halk kitleleri korkutulup sindirilmeye, susturularak teslim alınmaya çalışılmaktadır. Önümüzdeki süreç faşist devlet terörünün daha da tırmandırılacağı, işçi sınıfının ve halkın kazanımlarına daha kapsamlı saldırıların gerçekleşeceği gelişmelere işaret etmektedir.

Türk hakim sınıflarının varlık gerekçeleriyle at başı giden saldırı ve katliamları karşısında başta Kürt ulusu olmak üzere toplumsal muhalefetin devrimci demokratik dinamikleri direniş ve mücadeleyi sürdürmektedir. AKP/Erdoğan kliği seçimlerden saflarını tahkim ederek çıkmasına karşın kriz sürmekte, çelişkiler keskinleşmektedir. İşçi sınıfına yönelen taşeronlaştırma, güvencesizleştirme ve sendikasızlaştırma saldırısı ağır çalışma koşulları ve sömürüyle boyutlanmaktadır. Çeteleşme ve yozlaşma bataklığına çekilerek uyuşturulan, geleceksizliğe mahkum edilerek umudu kırılan halk gençliği sistemin çarkları arasında öğütülüyor. Kadınlar ve LGBTİ'ler şiddet sarmalının, erkek egemenliğinin baskıcı, boğucu saldırıları altında katliamların hedefi haline getiriliyor.  Kürt ulusunun, Alevilerin, ezilen ulus ve inançların talepleri katliamlarla, baskı ve asimilasyon politikalarıyla yanıtlanıyor. Halkın, işçi ve emekçilerin kendi sınıfsal çıkarları uğruna mücadeleye yönelmesi, geleceğine sahip çıkması faşist devletin saldırılarıyla ezilmeye, boğulmaya çalışılıyor. Her türlü faşist saldırganlık, sistemli baskı ve sömürü politikası dipten gelen dalgayı gün gün besleyerek yeni isyan ve sehildanların habercisi oluyor.

DİRENİŞ VE MÜCADELE GEÇERLİ TEK PAROLA OLMAYI SÜRDÜRÜYOR!

İçinden geçtiğimiz süreç sınıf mücadelesinin bizlere yüklediği görevlerle yüklüdür. Bir yanda baskı ve sömürü düzeninin her türlü saldırısıyla kitleler sindirilmeye, susturulmaya çalışılırken direniş, mücadele ve savaş kesintisiz şekilde sürüyor. Baskı ve zorbalık karşısında sokağın dili hükmünü sürdürmeye, barikatlar düşman saldırılarına set olmaya devam ediyor. İşçi ve emekçilerin, yok sayılan kadınların, ötekileştirilen cins ve yönelimlerin, halk gençliğinin öfkesi faşizmin tüm baskısına karşın yüzeye vuruyor. Direniş ve mücadele geçerli tek parola olmayı sürdürüyor. Gezi isyanından Kobanê serhildanına, faşizmin baskı ve sömürüsüne karşı ayağa kalkan ve sistemi tecrit eden kitleler yeni isyanları biriktirerek, öfkesini mayalıyor. Kitlelerin örgütlenmesi, öfkesinin bilinçle aydınlatılarak düzene-sisteme yöneltilmesi, geleceğine ve yaşamına sahip çıkmasının geliştirilmesi görevlerimizin başında geliyor. Halk kitlelerinin düzenle boyutlanan çelişkileri sınıf mücadelesinin yönünü, örgütlenmenin, örgüt yaratmanın olanaklarını daha fazla açığa çıkarıyor.  Yoksullukla, işsizlik ve sömürüyle yaşamın halkımıza daha fazla çekilmez hale getirildiği ülkemizde yeni grev ve direnişlere, fabrika işgallerine hazırlıklı olmak, işçi sınıfının mücadelesinin içerisinde yer almak, önderlik etmek hayati önem taşıyor. Emekçi mahalleri kuşatan kapsamlı sorunlar gecekondu sakinlerinin düzene öfkesini her gün biraz daha biriktiriyor. Kentsel dönüşüm ve rant odaklı yıkım projeleriyle emekçi mahallelerde her türlü güvenceden yoksun şekilde yaşayan halkımızın sorunları katlanarak büyüyor. Yaşam alanları, parklar, ormanlar,  kirletilerek, yıkılarak, kesilerek sömürüye ve talana açılıyor. Çeteleşme ve yozlaşma geleceksizlik denkleminde halk gençliğinin yaşamını karartmaya, kadınlar, ötekileştirilen cinsler, ezilen inanç ve uluslar faşist saldırganlık altında yok sayılmaya, horlanmaya, baskı altında katledilmeye devam ediyor.

Toplumun her kesiminin boyutlanan ve artan çelişkileri gelişen dinamiklere ve mücadelelere tanıklık ediyor. Kitlelerin sorunları, yükselttikleri talepler faaliyetimizin hedef kitlesine, potansiyellerine ve örgütlenme alanlarına işaret ediyor. Kitlelerin sorunlarına temas etmek, sistemi güçlü kılan örgütsüzlüğümüzü örgütlülüğe çevirmek, komiteler yaratmak yönelimimizin ana halkasını oluşturuyor. Kampanya ve yoğunlaşmış çalışmalarla sürekliliği sağlanmış, istikrarlı bir faaliyet hattı yaratmak örgütlenme ve komiteleşme yönelimine güçlü hamle kazandırmayla mümkün olacaktır.

MİLYONLARCA OLANAK KİTLELERİN YAŞAMININ İÇİNDE BULUNUYOR!

Emek, dayanışma ve örgütlenme içerikli yoğunlaşmış çalışmamız bir kez daha kitlelere gitme gerekçemiz olacaktır. Her fırsatta yinelediğimiz örgütlenme ve örgüt yaratma yönelimimiz süreli bir faaliyet gündemiyle güncellenecek, yenilenmenin, üretmenin, tıkanan gözeneklerimizi açmanın aracı haline getirilecektir. Dönemsel çalışmalarımızın merkezinde kitlelerin örgütlenmesi temelinde ihtiyaç duyduğumuz olanakların açığa çıkarılarak Demokratik Halk Devrimi mücadelesi için seferber edilmesi yer almaktadır. Devrimden çıkarı bulunan halk kesimlerinin düzenle yaşadığı çelişkiler örgütlenmenin, kitlelerden beslenmenin muazzam olanaklarını bağrında taşımaktadır. Mücadelenin ihtiyaç duyduğu binlerce, milyonlarca olanak kitlelerin yaşamının içerisinde bulunmaktadır. Kitlelerin kazanılması, her faaliyetimizin ve amacımızın merkezinde özne olarak bulunan insan unsurunun ideolojik, politik ve örgütsel bir kimliğe büründürülebilmesi, rolünün ve misyonunun açığa çıkarılabilmesi yürüteceğimiz çalışmaların amaçladıkları bakımından hayati öneme sahiptir. Kitlelerin olanakların açığa çıkarılarak Demokratik Halk Devriminin hizmetine sokulması örgütlü ve planlı bir faaliyet hattının geliştirilmesi öne çıkaracağımız yönelim olacaktır

KİTLELERLE GÜÇLÜ BAĞLAR KURALIM, ÖRGÜTLENELİM!

Merkezinde örgütlenme hedefinin bulunduğu dönem faaliyetimizin yönelimini kavramaya ve kavratmaya dönük bir yoğunlaşma içerisinde olmalıyız. Yürüteceğimiz tartışmaların çerçevesi ve hedefleri dönemsel faaliyetimizle sınırlandırılmayacak denli önemlidir. Önümüzdeki sürecin bugünden örülmesine, faaliyetimizin ve çalışma tarzımızın düzeltilmesine, örgütlü hale getirilmesine hizmet edecek tartışmalara ve değerlendirmelere ihtiyaç bulunmaktadır. Faaliyetimizin asgari ve dönemsel planlamaya ve programa kavuşturullmasının bugünden adımları atılmalıdır. Burjuva feodal düzenin yıkılmasının bugünden açıklanmış hedefleriyle Demokratik Halk Devrimi mücadelesi gün gün büyütülmelidir.

Her alanın çelişkileri üzerinden oluşturulan devrimci politikalarla kitlelerle güçlü bağlar yaratan bir yönelim açığa çıkarılmalıdır. Bu sayede faaliyetinin kapsamı ve sınırları genişletmeli, ilişkileri geliştirmeli, sınıf mücadelesinin ve devrimin ihtiyaçları doğrultusunda bir emek seferberliğine girişilmelidir.

Tüm yoldaşlarımızı, bu bilinç ve sorumlulukla, kazanımları büyütme ve geliştirme iradesiyle hareket etmeye çağırıyoruz!

Tüm yoldaşlarımızı, sınıf mücadelesini ve örgütü güçlendirme tavrıyla kitlelerin olanaklarını açığa çıkarmaya, DHD mücadelesini tuğla tuğla yükseltmeye çağırıyoruz!

Tüm yoldaşlarımızı, fedakarca emek harcamaya, yaratıcı ve cesur adımlar atmaya, geliştirici hamleler yapmaya çağırıyoruz.

Tüm yoldaşlarımızı Parti ve sınıf bilinciyle, önderlik ve örgüt rehberliğiyle güne ve ana müdahale ederek Demokratik Halk Devrimini, Halk savaşını büyütmeye çağırıyoruz!

Tüm yoldaşlarımızı, Ünal, Sefkan Ve Yurdal yoldaşlar şahsında şehitlerimizin tavrında somutlanan düşmanın saldırılarını göğüsleme cesaretini, Halk savaşını büyütme kararlılığını kuşanmaya çağırıyoruz!

İstanbul”dan bir PARTİZAN okuru

45868

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

Sayfalar