Cumartesi Mayıs 18, 2024

Ermeni kaldı mı? (Nubar OZANYAN)

12 Eylül’ü 13 Eylül’e bağlayan gece Azerbaycan işgalci ordusu, arkasına ve yanına aldığı TC ordusuyla birlikte Ermenistan topraklarına saldırı başlattı. Birçok sivil yerleşim yeri bombalandı.

Çok sayıda sivil ve asker katledildi. Esir aldıkları Ermeni bir kadın askeri ise vahşice parçalayarak katlettiler. Sosyal medya platformlarına düşen bu görüntü ne soykırım yaşamış Ermeni halkına ne de katliamlar yaşayan Kürt halkına yabancıdır. Mezopotamya ve kadim Anadolu halkları, bu türden görüntüleri iyi bilir. Yakın zamanda Kürt ulusal özgürlük mücadelesi gerillalarına ve Kürt analarına yapılan utanç verici katliam görüntülerine tanıklık edildi.

Herkes iyi gördü kafa ve kulak kesen, kol koparan cellatların resimlerini. Benzer görüntüler bu kez Hayastan’da görüldü.
Aradan yüz yıl geçse de ne Pan-Türkist, Pan-İslamist katliamlar ve Turancı hayaller bitiyor ne de Ermeni-Kürt-Rum-Asuri haklarına yaşatılan vahşet görüntüleri son buluyor.

Ne uluslararası ne evrensel savaş hukuku, Türk ordusunun ve eğittiği Azeri ordusunun saldırılarını ve işlediği savaş suçlarını durduramıyor.

Karabağ topraklarının dörtte üçünü işgal eden Azerbaycan ordusu, bu kez Ermenistan topraklarına saldırarak, Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü ve ulusal birliğini parçalamak için işgal saldırısına girişti. Daha fazla işgal edilmiş topraklar elde etmek, Ermenistan’ı parça parça imha etmek, halkı katliamlara uğratma çabaları durmak bilmiyor. Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi topraklarında yaptıkları gibi işgal saldırganlığını büyütmeye çalışıyor. Efrîn, Serêkaniyê, Grê-Spî işgali bu saldırganlığa en iyi örnektir.

Saldırgan ve işgalci Azerbaycan ordusu, yıllarca Türk genel kurmayı tarafından eğitilip yönlendirildi. Silahlandırılıp teknik olarak donatıldı. Ortadoğu halklarının başına bela olan TC devleti bu kez Kafkas halklarının ilerde de Balkan halklarının başına bela olmaktan geri durmuyor. Durmayacak.

İşgal edilen Ermenistan’ın Çermuk bölgesi uranyum yatakları açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Bu kaynak başta Britanya emperyalist güçlerinin Türk-Azeri faşistlerinin iştahını kabartmaktadır. Ayrıca Ermenistan üzerinden açılmak istenen geçiş koridoruyla denetimi kendi ellerine almak, bölgenin demografik yapısını bozma planları adım adım devreye sokulmaktadır. Son üç yılda Karabağ-Ermenistan topraklarına yönelik yürütülen her Azerbaycan saldırısının arkasında Türk genelkurmayı, generalleri ve askeri bulunmaktadır. İngiltere, Rus, İsrail, Türk, Azeri ittifakı ve güçleri bölge ve esasında Ermenistan toprakları üzerinde her birinin ayrı ayrı ancak hepsinin ortak çıkar elde etme planları ve çabaları vardır.

Ruslar göz yummazsa Azerbaycan ordusu Ermenistan topraklarına saldıramaz(!) İngiliz ve batı emperyalist çıkarları gündemde olmazsa Ermenistan toprakları işgal saldırısına bu denli güçlü maruz kalamaz(!) Türk genel kurmayının personel teknik-araç desteği olmazsa Azerbaycan ordusu bu denli cüretli bir şekilde Ermenistan’ın kadim topraklarına saldıramaz(!)

İşgal ve savaş suçları işlenirken uygar dünya temsilcilerinin hiçbir etki gücü olmayan göstermelik ikiyüzlü açıklamalarının dışında bir tutumları olmamıştır. Azerbaycan petrol ve gaz baronları, politik temsilcileri bellidir ki ustaları olan R. T. Erdoğan’dan iyi eğitim almaktadırlar(!) Her boşluğu ve fırsatı oldukça iyi değerlendiren hem Amerika ve Batı güçleriyle hem de Ruslarla dengeli ve iki tarafı memnun edecek kendisine rakip ve düşman etmeyecek manevrasıyla diplomasi ve politik ataklarıyla bölgede etkili olmaya çalışan Erdoğan-Bahçeli faşist yönetimi kendi sınıfdaşları olan İlham Aliyev’i de iyi eğitip yönlendirmektedir.

Ermenistan toprakları ve halkı ciddi bir imha ve parçalanma tehdidi altındadır. Ciddi bir ihanetle karşı karşıyadır. Emperyalist devletlerin bölge gerici-faşist devletlerin çıkar ve tutumları da saldırgan işgalcilerden yanadır. Bu anlaşılır bir durumdur. Ancak Azeri-Türk saldırganlığı ve vahşeti karşısında kendine demokrat-aydın-sol-sosyalist diyenlerin suskunluğu ise oldukça ürkütücüdür. İşgalcilerin, kafa-kol kesen parmak koparan işkencecilerin, karşısında tutum almayan haksızlığa ve işlenen savaş suçlarına karşı tepki göstermeyen, yaşanan zulüm karşısında sesini çıkarmayanlar en az zalimler kadar suçludur. Sorun Ermenistan burjuvazisinin ve devletinin yanında olmak demek değildir. İşgalciler ve saldırganlar bellidir. Saldırıya ve işgale uğrayanlar da ortadadır. Ermeni halkı yeni bir imha ve soykırım tehdidi altındadır. İşgal saldırılarının genel amacı yüzyıllık “Turan ülküsü” iken güncel amacı “Zengizor Koridoru”nun işgal edilmesidir. Azerbaycan’ın işgal saldırısının arkasında yatan nedeni ısrarla görmek istemeyenleri, Türk şovenizminden zehirlenmiş, ırkçılıkla bilinçleri kirlenmişler olarak okumak gerekir.

Soykırımcıların ve talancı zalimlerin her dönem sorduğu soru şu olmuştur: “Hala Ermeni kaldı mı?”

20 Eylül 2022

1858

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Sayfalar