Cumartesi Mayıs 11, 2024

Hatun Tuğluk Ezilen Halkların Vicdanına Yer Etmiştir, Unutulmayacaktır! – İmera Fera Yeşilgöz

İnsanlık değerlerinin günbegün yok edilmeye çalışılması yeni değildir. Evvelden beridir, AKP iktidarı , iktidarını kendinden olmayanın yok edilmesi üzerine kurmuştur. İşçi sınıfının ve halkların sürekli ve yeniden sömürülmesi ile güç elde etmiş ve bu gücü gerçekleştirdiği katliamlarla, toplum içerisinde kutuplaşma ve beraberinde ayrıştırma yaratarak elinde tutmayı hedeflemiştir.

Faşizm, beslendiği temelin gereği olarak kendisini zorla devam ettirmek durumundadır. AKP-IŞİD faşizmi bu gerekleri en açık haliyle ortaya koymaktadır. Çünkü açık bir diktatörlük biçimidir de aynı zamanda. Bu gerekleri gerçekleştirecek taraftarları kendisine yaratmak devamlılığının dayanağıdır. Ülke içerisinde çok fazla geriye gitmeden yaşananlara baktığımızda kendilerini bir yanlış düzelticisi olarak görüp müdahale edenlerin hepsi AKP-IŞİD faşizminin bir ürünü olarak varlardır.

Şort giyen kadınlara fiziksel şiddet uygulanması , başfaşist Erdoğan’ın cinsiyetçi söylemleri, esasında kendi tabanına verdiği talimattır. Son olarak yine başfaşist Erdoğan’ın her gün Kürt halkına yönelttiği nefreti tabanında karşılık buldu ve HDP Mv. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine faşistler tarafından saldırı gerçekleşti. Gerçekleşen saldırı sonucunda cenaze, Dersim’de gömülmek üzere gömüldüğü yerden çıkarıldı.

Bu durum bile-isteye sistemli bir şekilde gerçekleştirilen bir eylemdir. Gerçekleştirilen bu eylem, AKP-IŞİD faşizmine karşı savaşan ve bu uğurda ölümsüzleşen Türkiyeli devrimcilerin soluksuz bedenlerini aylarca sınırda bekleten zihniyetin ürünüdür. Aziz Güler yoldaşımızın bedeni 59 gün, Eylem Ataş yoldaşımızın bedeni 101 gün sınırda bekletildikten sonra doğup büyüdüğü topraklara uğurlandılar. Muzaffer Kandemir yoldaşımızın bedeninin bekletilmesi 140 günü aşmış ve ardından yoldaşımız Rojava topraklarında defnedilmiştir. Bedrettin Akdeniz, Aziz Güler yoldaşlarımızın mezarlarına tıpkı HDP Mv. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine gerçekleştirilen saldırı gibi faşist gruplar tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir. Bakur Kürdistan’da gerçekleşen özyönetim direnişlerinde devlet güçlerinin açtığı ateşle katledilen Taybet Ana’nın cenazesini almak isteyenlerin üstlerine devlet güçleri ateş açarak engel olmuş ve cenaze 7 gün boyunca sokakta bekletilmişti. Ekin Wan önce devlet güçleri tarafından işkenceyle katledilmiş, sonrasında cenazesi çıplak bir biçimde sokak ortasına atılmıştı. Hacı Lokman Birlik’te devlet güçleri tarafından katledildi ve bedeni akrep aracının arkasına bir iple bağlanarak metrelerce sürüklenmişti. Bir anne, sokağa çıkma yasağı olduğu için evladını defnedememiş, çocuğunun cenazesini günlerce buzdolabında saklamak durumunda kalmıştı.

Başfaşist Erdoğan bu saldırı -özelinde cenazelere yönelik- biçimini, devrimcileri ideolojik ve iradi olarak teslim alamadığı için kullanmaktadır. Ve sürekli olarak bu saldırı biçimi üzerinden örgütlenerek zeminini dinamik tutmaya çalışmaktadır. Olaylara müdahale etmek, bu saldırıların karşısında durmak insani yönlerini kaybetmeyen herkes için görevdir. Olaylara tepkisiz kalmak insanın kendi ve toplumsal değerlere yabancılaşmasıdır. Bunun sonucu insanlıktan uzaklaşmaktır. Devlet tarafından yaratılmak istenen tam manasıyla budur; birer mahluk yaratmak. Biz buna teslim olmayacağız.

Faşizme karşı direniş talimatı içimizdeki Özgürlük Gücüdür!

Şort giyen kadınlara saldıran, cenazelerimize saldıran faşistler özgürlük gücünü hisseden herkesin hedefi olmalıdır. Faşist güruhun insanlık değerlerine gerçekleştirdiği bu saldırıları kabul etmeyen herkes için gerekli talimat içimizde bulunan ÖZGÜRLÜK GÜCÜDÜR.

Erdoğan iktidarı ile mücadele faşizm ile mücadeledir. Faşizm ile mücadele halkların, işçi sınıfının, gençlerin örgütlülük zemininde cepheleşmesi ile mümkündür. Herkes faşizme karşı direniş cephesinde yer almalıdır. Özgür yaşamdan başka yaşam yolu yoktur. Özgür yaşamın örgütleyicileri olan ÖZGÜRLÜK GÜÇLERİ ezilen halklardır, işçi sınıfıdır, kadınlardır, gençlerdir, Alevilerdir. Mutlak zaferimizin kesinliğine olan inancımızla alanlarımızı savunalım, Özgürlük güçlerini örgütleyelim. AKP-IŞİD faşizmini ezelim!

İmera Fera Yeşilgöz 15.09.2017 

43462

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Toplu mezarlıklar ülkesi

Türkiye ve Kuzey Kürdistan tam bir toplu mezarlıklar ülkesi oldu. Devlet, Kürtlere, Sosyalistlere, demokratlara sadece ordusu ve polisiyle saldırmıyor. Artık en önemli saldırı gücü olarak kullandığı İŞİD ile de saldırıyor.

Hukukuyla, yasalarıyla, yönetim şekli ve uygulamalarıyla tam bir bir isalmcı-kontrgerilla düzenine dönüşmüş olan Türk devleti, OHAL ile bunu daha da pekiştirmeye çalışmaktadır. Türk milliyetçiliği ve ümmetçiliği ile toplumun önemli bir kesimini kendi etksi altına alan devlet, başta Kürtler olmak üzere, muhalif olan her kesime karşı kıyım uygulamaktadır.

Siyasi partiler ve İslami sermaye ilişkileri içinde Fethullah Gülen

Türk siyasetinde bir tiyatro oyununa daha tanık olduk. Türk devleti, yıllardır bağrında büyüttüğü, hatta 12 Eylül darbesinden sonra Anavatan Partisi döneminde Türkiye Umumi Vaizi yapılan Fethullah Gülen’i terörist ilan edip darbe yapmakla suçlayarak demokrasi oyunu oynamaya başladı.

15 Temmuz Darbe girişimi, Yenikapı mitingi ve burjuvazinin kendi arasındaki uzlaşması

15 Temmuz 2016 tarihinde geçekleştirilen darbe girişiminin üzerinden bir ay gibi geçmeden devletin yeniden yapılandırılması adı altında AKP’nin dizginsiz saldırıları devam etmektedir.

AKP, 2011 yılında siyasal çıkarlarına ters düşmesiyle yollarını ayırdığı Fetullah Gülen’le girdiği hesaplaşmayı bugünlere kadar aralıksız sürdürse de, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaptığı hamle, geride kalan süreyle kıyaslandığında, 5 yılda yapamadıklarını bir ay gibi kısa bir sürede başarmış oldu.

Düzen İçi Sol’culuk;Özgür Yıldız

Her toplumsal yapı kendi karşıtını da içinde taşır. “Sol”da, kapitalist sistemin karşıtı olarak ortaya çıktı ve gerçek kimliğini Komünist Manifesto’nun yayınlanmasıyla buldu. Bu süreçten sonra işçi sınıfı, kendisi için bir sınıf olarak burjuvazisinin karşısına, ütopik olmayan gerçek sosyalizm alternatifiyle çıktı. Elbette, burjuvazi boş durmadı. “Sol” hareketi reforme etme yollarını seçti. Proudhon, Bernstein ve Kautsky kadar sol”u reformizme etmenin teroik zeminlerini hazırladı.

Milliyetçi Enternasyonalizm

Bir kavramın, bugünün üretim ilişkileri içerisinde neyi ifade etmeye çalıştığını bilince çıkarabilmek için O kavramın, ilk ortaya çıktığından bugüne geçirdiği evrimı, hangi sınıfta ortaya çıktığını, hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını, diğer bir deyişle hikayesini incelemek en etkili yöntemlerden biridir, çünki kavramların ifade edildiği dillerde sosyo-ekonomik hareketliliğe bağlı olarak gelişen, gerileyen canlı organizmalardır, bir kavram ilk çıktığı dönemde „olumlu“yu „iyi“ yi, „doğru“ yu işaret ederken sonraki dönemlerde karşıtına dönüşerek „olumsuz“ u, „kötü“ yü, „yanlış“ ı işaret edebilme

BATI BAĞIMLISI TÜRK BURJUVAZİSİ YÖN MÜ DEĞİŞTİRİYOR?

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra, darbenin arkasından tartışılan konulardan birisi de; “Türkiye eksen mi değiştiriyor?”

AKP-Erdoğan çevresine ve yandaş medyada yazılıp çizilenlere bakıldığında ise, darbenin arkasındaki ABD ve AB istenmiyor. ABD ve AB medyasına bakıldığında ise Erdoğan'ın artık istenmediği gerçeği vardır.

Trabzon / Maçka'da Partizanlar; Tamer Çilingir

’’(…)
Maçka bir noktadır Türkiye haritasında,
Osmanlı’nın vergi defterlerinde geçer adı,
önemsizdir yağı, bol yumurtası, peyniri,
bir de delice balı vardır ilkçağlardan beri,
saray mutfağında bilinir
Maçka`yı, Maçkalıyı bundan öte tarih ne bilir? (…)’’ der İsmet Zeki Eyüboğlu bir şiirinde.

Ya Devrimden yanasın yada faşist diktatörlükten yanasın

Garip olaylar oluyor ülkemizde. Aslında garip olaylar oluyor demekte yanlış. Çünkü,hepimiz alıştık devletin bu tür panorayak oyunlarına... Devlet erk'inde at iziyle ıt izi birbirine karışmış durumda. Darbeciler kim? Darbeyi yapanlar kim? Bunların siyasal temsilcileri ve yönlendiricileri kimler? Henüz bu sorular en azından kamu tarafından netlik kazanmış değil. Açık olan birşey var ki,darbeciler devletin içerisinde ve iktidarın önemli mevkilerinde yer almaktadır.

Emperyalizm yaşlanıyor. Yaşasın Halk Savaşı

Uzun süredir yazamıyorum. Bunun temel sebebi okuma, araştırma ve inceleme yapıyor olmam. Bir yandan günlük ekmek mücadelesi, bir yandan ev içi sorumluluklar, ara molalar, bilgiyi fazlalıklarından arındırma ve süzme. Marx, Engels, Lenin, Mao’nun Türkçe eserleri bitti gece üçlere dörtlere yol alırken. Arada çerez niyetine Orhan Hançerlioğlu’nun düşünce tarihi, ve yüzlerce sayfa, tez… Sabah altı buçukta kalk borusu sonrası, martı çığlıklarına zincirlerimin sesi karışıyor. İş yerine ulaşım için gereken bir saatlik süreyi de boşuna harcamak olmazdı.

TKP/ML : Ne sois pas du côte du conflit des cliques fascistes mais du côte de la Guerre Populaire – (sur la tentative de Coup d’Etat)

Aux turques, aux kurdes et aux travailleurs de différentes nationalités,

M.Oruçoğlu’nda boy veren anarşizan ve revizyonist karakterli kimi görüşler üzerine kısa bir değerlendirme ; Halil Gündoğan

Bilenler bilir Sayın Oruçoğlu Halkın Günlüğü gazetesinde “Antagonizma” ismiyle tanımlamayı tercih ettiği köşesinde çeşitli konular/meselelere dair görüş ve düşünsel eğilimlerini paylaşır okuruyla.

Sayfalar