Perşembe Mayıs 23, 2024

Martager’in anısına (Nubar Ozanyan)

Özgürlüğe ve geleceğe ait var olması gereken tüm devrimci değerlerin birleştiği noktadır, Nubar Ozanyan’ın yaşamı. Paylaşmaktan, kendisine ait var olanları vermekten bir an olsun tereddüt etmeyen, zorlu mücadelede kendini asla düşünmeyen, yoldaşlık ve dostluktan başka bir yaşamı tanımayan Komutan Martager, Ermeni devrimcilerin onurudur. O, kalbini ve ellerini Kürtlerin, Filistinlilerin, Ermenilerin ve tüm ezilenlerin kurtuluş mücadelesine armağan etti. Halklar için türküler yaktı. Ezgisiyle karanlıkları eritmeye, sesiyle dağları uyandırmaya çalıştı. Altmış yaşın bilgesi gibi yoksul toprakları dolaştı, bir fakir gibi yaşadı, bir kahraman gibi savaştı.

Nubar Ozanyan, gittiği her yeri çalışkanlık ve örnek devrimci duruşuyla cesaretlendiren, terk ettiği her yerde ise bir hüzün bırakan devrimciydi. Son nefesine dek İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ideallerine bağlı kaldı. Her daim onun mütevazı öğrencisi olmaya çalıştı. Devrim düşünü yaşatmaktan ve pratiğini her koşul altında uygulamaktan bir an olsun geri durmadı.

Dedesinin Kumkapı’daki yıkık dökük evinde, kendisine anlatılan soykırım hikayelerini asla unutmadı. Yozgat’ta çobanların bile sürülerine su içiremediği kan akan dereleri çocuk hafızasına kazıdı. Ermeni Soykırımının ve anın tüm haksız ve adaletsizliklerin hesabını sormak için elinden silahı asla düşürmedi.

Çocukluk ve gençlik yaşamı yokluk ve yoksulluk içinde geçti. Ne annesini ne babasını doğru dürüst görmeden, aile kavramını bilemeden yetim büyüdü. Evlerinin nemli ve yıkık duvarlarında dünyanın haksızlığını gördü ve adaletsizliğini tanıdı. Gençlik yıllarının sporcu yaşamında elde ettiği her başarılı çalışmanın karşısında faşist ayrımcılığı gördü. Her ayrımcılık, yaralı kalbine ekilen devrimci öfke oldu.

Onun boş vakti, çalışmasız geçen zamanı hiç olmadı. Her gün yeniden devrimci savaşı geliştirmek, ezilen halkların ellerinde güçlü bir silaha dönüştürmek için yaşadı. Elini, aklını ve bedenini devrimci savaş için eğitip örgütledi. Amacını esas alarak yaptığı her şeye aklını ve yüreğini kattı. En ileri çizgide, en ileri devrimciliği esas aldı. Onun için yaşamak, savaş demekti.

Tüm ömrü boyunca ne mal ne mülk sahibi oldu. Ne anlamsız üne değer verdi ne de boş kariyer peşinde koştu. Sistemle ve onun yarattığı her şeyle alay etti. Ve onları değersizleştirip gülünç duruma soktu.

Kelimenin gerçek anlamıyla fakirdi. Bir hırka, bir lokmanın dışında başka bir şeyi olmadı ve başka bir arayışa asla girmedi. Üzerinde yattığı tek bir battaniyeyi bile her an bir yoldaşına verecek kadar fedakar yaşadı. Ağır yaralı halinde, ölüme on kala vaktinde bile “Toyota” marka askeri aracın arkasındaki boşluğa bindirildiğinde bir eli kopmuş halde diğer koluyla kendisinden kat kat hafif yaralı olan bir arkadaşına elini uzatarak arabaya çekmek istemesi kelimenin son hali, sözün bittiği yerdi.

Bir insan düşünün, on dakika sonra şehit düşecek, bir eli parçalanarak kopmuş, kullanabildiği diğer elini ise yoldaşına yardım etmek için uzatıyor. Aslında uzattığı eli değil henüz parçalanmamış yoldaş kalbiydi. Uzattığı, yaratmak ve yaşatmak istediği dünyanın tertemiz resmiydi.
Düşmana en ağır darbeyi vurduğundaki mütevazi ve ağır başlı haline, iş yaparkenki becerisine ve çalışma temposundaki hızına baktığınızda iddialarına ne kadar güçlü bağlı olduğu rahatlıkla görülürdü. Çünkü çok iyi bildi ki, zayıf ve yetersiz militanlık düşmana umut ve kazanma zemini sunar.

Komutan Martager, görünmezlik içinde kalarak sıra neferi gibi sade yaşadı. Ancak yaptıkları ve savaşımı asla sıradan değildi. Yoksa nasıl açıklanır Garê ve Rojava’nın sıcağı altında gün ortasında koşmak, saatlerce spor yapmak, sırtında elli kiloluk un çuvalını birkaç kiloluk poşet gibi taşımak?

Ya da her gördüğü nesneyi, patlayıcının bir parçasına çevirmek, her pozisyonda yoldaşlarına nasıl mevzileneceğini, nasıl düşmana darbe vuracağını göstermek… Nasıl açıklanabilir? İmkansızlıklar içinde olanak yaratmak, geçilmez denilen sınırları aşmak, kaldırılamaz denilen yükü kaldırmak, yürünemez yolu yürümek, sayıca üstün düşman saldırılarını ustaca kullandığı silahıyla etkisiz hale getirip darbelemek, düşmanın fiziki ve teknik üstünlüğünü boşa çıkarmak nasıl açıklanır? 63 yaşın fiziğinde halen genç bir savaşçı gibi dağlara tırmanmak, soluklanmadan savaşmak nasıl açıklanır? Kuzey’den Filistin’e, Karabağ’dan Hayastan’a, Dersim’e, Garê’den Rojava’ya serüven dolu yolları, 20 yaşın genç bir savaşçısı gibi geçmek nasıl açıklanır?

Gökyüzünden bahsedip yeryüzünü sömürenlere, öbür dünyada cenneti anlatıp bu dünyayı cehenneme çevirenlere karşı savaşmak Martager için onurdu. Komutan Martager Kürtlerin, Ermenilerin, Filistinlilerin direngen onurudur. Yükseklere çekilmiş tertemiz gerilla bayrağıdır. Kalbini Rojava’ya gömen Nubar Ozanyan, enternasyonalizmin günümüzde sönmeyen kutup yıldızıdır.

Yaşı ilerledikçe değil devrimin yapılamayan görevleri karşısında kalbi yara alan, lanetli zulüm karşısında ölümü yırtan Komutan Martager ölümsüzdür. 

(17.08.2021, Yeni Özgür Politika)

2457

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Sayfalar