Cuma Nisan 26, 2024

Meydanlarımızın Serdar’ı Güzel Şahin Ölümsüzdür!

Yüreğimizin bir parçası daha aramızdan ayrıldı. Her duruşunda tarihsel bir çınarı temsil eden, gülüşünde varlığını adadığı mücadelenin sıcaklığı ve enerjisinde geleceğe olan umut ile Güzel’imizi, Türkiye Devrimci Hareketinin Anasını kaybettik. Onun direngenliğinde bilincimizin önüne serilen inanç ile onun kararlılığını heybemize koyduk.

18 Eylül günü Partizan geleneğinin önemli kişilerinden Serdar Can’ın Gazi’de gerçekleşen anma töreninde fenalaşarak hastaneye kaldırılan Güzel Anamız iki günlük yaşam mücadelesini bizlere miras bırakarak aramızdan ayrıldı.

Mücadelenin en çetin koşullarında hiçbir şarta teslim olmayan Anamız mücadelesini ve elinden hiç bırakmadığı inancını ve kızıl bayrağı bizlere teslim etti. Şimdi acımızı içimize akıtacak, onun sol yumruğundaki direnci kavrayacak,  onun inancını yolumuza serecek ve her koşulu devrimin silahı haline getireceğiz.

Üzülmeyeceğiz, çünkü o hiçbir acı karşısında üzülmeyen üzülenleri yadırgayandı. O acılar karşısında öfkemizi perçinlemeyi bizlere görev olarak sunardı. Onun düşlerini ve aramızdan ayrılığını,  yıllanmış ve mayalanmış öfkemizle bizleştireceğiz. Korkunun ve yılgınlığın dipsiz kuyularına boşaltacağız öfkemizi dolduracağız onun her eksikliğini, kavrayacağız onun bilincini ve yol edeceğiz onun yolunu.

Güzel Anamız Cumartesi Annelerinin en direngen, en militan yüzlerindendi. O işkence hanelerde düşmanın yüzüne tüküren bilincine sarılan bir geleneğin direngen çınarıydı. O Açlık grevlerinde, meydanlarda kavganın filiz bulduğu her alanda can suyu oldu. Onun aktığı her yerde direniş filizlendi. Şimdi onu filizlerinin arasına gönderiyoruz.

“Güzel”imizin Serdar’ını uğurlarken mücadelenin her cephesinde “Serdar”laşan Anamızın, Güzel’imizin ayrılığı devrimci mücadelemizin gerçekliğini ifade ediyor. O “Şehitlerimiz varsa devrim kesindir” diyerek şehitlerimizin bilincini yol edinmenin adıydı. Sınıf mücadelesinin ve tarihsel deneyimlerin ışığında şekillenen bilinciyle Anamız, Dersim’den Karadeniz’e, açlığa yatan zindanlardan meydanlara akan direniş destanın en önemli paragrafı olarak yolumuzu aydınlatacak. O Dersim’de ölümsüzleşen 12 kızıl Karanfilin tebessümü, zindan direnişlerinde öfkenin tezahürü, Nubar Ozanyan’ın inancı, ve Kaypakkaya geleneğinin Güzeli’ydi.

Yoldaşlar

Güzel anamız kadınların erkek egemen sisteme karşı sokaklara akan öfkesi ve düşmana kalkan yumruğuydu. O Türk devletinin kontrgerilla örgütlenmeleri ile gerçekleştirdiği gözaltında kaybetme politikasına karşı sokakları mesken eyleyen bir direniş destanı, Kürt halkına dönük imha ve inkar politikalarına karşı özgürlüğün işaret fişeğiydi.

Faşist Kemalist diktatörlüğün Kürt, Türk ve çeşitli milliyetlerinden Türkiye halkına dönük katliam politikalarına karşı ihtilalcı bir programın ve onun savaşçılarının savaşçı anasıydı Güzel Ana. Güzel Ana’nın bilinci karşı devrimci dalganın bulunduğu her yerde Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın bilinciydi. O işçi ve köylü direnişlerinde Kürt halkının özgürlük şiarında, çevre eylemlerinde, zindan protestolarında, devrimci, demokrat yurtsever basının susmayan kaleminde, kadınların göğün tamamını sarsan çığlığında ve gerillanın ölümsüzleşen direnişinde kendini var etti. Yoksul-emekçi mahallelerden akan isyanın kendisiydi.

O “Önce çocuklarımızı savunuyorduk şimdi onların düşüncelerini” şiarının en net yüzü olmuştur.

Kavganın Anasına Selam olsun, Kavgamızın GÜZEL’ine selam olsun…

Tarihsel Çınarımızı uğurlarken söylenecek her sözde o olacak, her kelimede, her surette, her direngenlikte onun adı anılacak. Şimdi meydanları GÜZEL olacak, sözlerimiz GÜZEL olacak, direnişimiz GÜZEL olacak, inancımız GÜZEL olacak ve tüm GÜZEL’likler Özgür gelecek ile buluşacak.

Güzel Şahin ölümsüzdür!

Kavgamızın anasına selam olsun!

Tarihsel Çınarımıza selam olsun!

İnancın inancımız, öfken öfkemizdir!

Partizan

20 Eylül 2017

40862

Bu Senin Hikâyendir

Sen bir halksın. "MÜMİN VE EFENDİ" bir halksın.

Halkların devrimci birliği

Emperyalizm bir yandan ranta dayalı sermayesini büyütürken diğer yandan ezilen dünya halklarının yaşamında büyük bir ağırlık olarak duran sefaletin yaratıcısı ve sorumlusudur. Dünyada var olan ve yaşanan köleliğin ve yoksulluğun yaratıcısı ve sürdürücüsü durumunda olan emperyalizm bütün faşist-gerici ulus devletlerle birlikte yaşatılan soykırım ve katliamlarında baş sorumludur. Emperyalistler ve yerli gerici faşist iktidarlar Ortadoğu’da ve ülkemizde ulusal-dinsel-mezhepsel çatışmaların düşmanlıkların yegane sorumlularıdır.

Kürdistan boşalıyor!

Özyönetim ve Hendek

Katliam, yıkım ve göçün diyarı oldu !
Oysa birkaç ay öncesine kadar umutlanmış ve özyönetimle kendi kendimizi yöneteceğimize dair hesaplar yapmıştık.
Devletin Moğol psikozuyla Kürdün kendi kendini yönetme isteğini bastıracağını kimse düşünememişti, düşünemezdi, zira Erdoğan, İran mola rejiminin sünni versiyonlu dinci rejiminin ayak yerini yapmak için yapay bir barış ortamı yaratmıştı. Bu barış ortamına hepimiz kandık, "yetmez ama evet" lerle destekledik, rehavete kapıldık ve işlenen tüm suçlara da ortak olduk.

Umudun Yazarı Sizler Gibi Olmaksa ...

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri için üretikleri değil ki .

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri dışındaki insanlar içinde üretmesidir .

Vallah zenginlere döndük. Billahta zenginlere döndük. 

Hani şu nasıl kazanıldığını bilmeyen,  har vurup harcayan,  çocukları olan zenginler var ya,  ha…  onlara döndük.

Bu kadar da olmaz ki .  

Dünyanın neresinde halkın sosyal yaşantısının içerisinde çıkıp gelen tınılar  çalındığında devrimcide burçak tarlasına iştirak etmez ki .

Bir şeyde diyemiyorsak .

Berlin’e Savaşı Öldürmek İçin Gitmek

„Çocuklarınıza mutlaka şunu anlatın;Bizler, kadınlar olmasaydık,1945’inİlkbaharı da olmazdıYaşanmazdı”(Nonna Aleksandrovna)[1]

Berlin’e Savaşı Öldürmek,Sur’a Kürt katliamını Durdurmak İçin Gitmek...

 II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın en vahşi günleriydi. Bütün emperyalistlerin dört gözle, Sovyetlerin Nazilerin eline düşmesini beklediği anlardı. Ama, Nazilerin hesaplayamadığı bir şey vardı. Sovyet kadınları...

TKP/ML-MK:8 Mart emekçi kadınların örgütlenmiş isyanıdır!

8 Mart 1857’de Amerika’da Kadın işçilerin temel hakları için mücadele ederken 129’nun yanarak katledilmesiyle temel buldu Dünya emekçi Kadınlar günü. Proleter kadınların kapitalizme karşı açtığı isyan bayrağının kızıl rengi bugün kadın hakları mücadelesinin hala temel itim gücü olmaya devam ediyor. 1857 ile rengini alan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü, bugün kadınların sınıfsal sorunları yanında ezilen cinsiyet olmasından kaynaklı sorunlarla birlikte daha geniş anlama bürünen bir toplumsal mücadele karakteri kazanmıştır.

Son kavga sınıf kavgasıdır! İsmail Cem Özkan

“Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” Köroğlu

Sınıf kavgasında taraflar meydana çıkıp er kavgası yapmamaktadır… Köroğlu değimi ile tüfek icat oldu. Bir tüfeğin sınıf lehine kullanılması ve sınıfı için sermaye birikimi aracı olduktan sonra savaşlar meydanlara çıkıp, daha karmaşık ilişkilerin olduğu bir alana kaydı. Kapalı kapılar arkasında verilen kararlar sonucu birçok insan haberi dahi olmadan, ne için öldüklerini bilmeden toplu katliamların, soykırımların kurbanı oldu.

Koçgiri'nin Onurlu Direnişi‏

Bilinmelidir ki, 1921’de Koçgiri, 1930’da Zilan ve 1937-38’de Dersim’de yaşananlar, resmi belgelerde tahrif edilerek gösterilmeye çalışıldığı gibi asla isyan değil, birer katliamdır. Hatta Dersim 1937-38 bir soykırım girişimidir.

Gelo ew ki ye / Jı wé da te ye /

Çı bejnik le ye / We ki reyhan e /

Navé wî Alîşer e / Him mér e him reyber e /

Li çiya ye Koçgîriyê zulfîkare

Kürt Ulusu Duygusal Bağlarının Olmadığı; Zoraki ‘Yaşama Birliğine’ Son Veriyor.

İsteyerek, gönüllü birlikteliği taşımayan, zoraki, tek taraflı ve baskıya dayalı bir evlilik mutlak ki, bir gün isyana başkaldırıya dönüşerek, kendi bağımsızlığını, özgürlüğünü isteyecektir. İstenen şu; bireyin, kadının, toplumun ve bir ulusun kendi iradesiyle her konuda kendisinin özgürce karar vermesidir. Kürt ulusu hiçbir zaman eşit şartlarda bir birliktelik yaşamadı. Türk ulusu her yönlü (sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ve yaşamsal ) bir imtiyaza, hâkimiyete sahipti, halen de öyle. Evlenip boşanmada olduğu gibi tüm toplumsal sorunlarda da Türk ulusu ezici üstünlüğe sahiptir.

Ey Ahmet Hakan! – Kadir Amaç

Gazeteci ve haber spikeri kamuoyunu doğru bilgilendirmeye dayalı bir informasi mesleğidir! Gazeteci ve haber spikeri olan insanlar; billim adamı değildir, düşünür değildir, siyaset bilimci değildir, toplum bilimci değildir, din bilimci değildir, tarihçi değildir ve hasılı kelam jurnalcilikten başka hiç bir şey değildir!

Davutoğlu Duran Kalkan'dan korkmuyor! Teslim Töre

Basına yansıdığı kadarı ile Duran Kalkan savaşı boyutlandıracaklarını, her tarafı savaş alanına çev...ireceklerini, bu savaşla “2016 baharı Kürd'ün baharı olacaktır” diyor. Buna karşın Davutoğlu da “bizi kimse korkutamaz” ve “biz her yerde olacağız” diye yanıt veriyor. Şu savaşın Türkiye'de ne hale geldiğini ya da getirildiğini görüyor musunuz? Çok korkunç trajedi komedi bir durum. Savaşan iki güçten birisi olan PKK adına Duran Kalkan savaşla Kürtlere “baharı” getireceğini, “2016”yı “Kürtlerin baharı” yapacağını söylüyor, Duran Kalkan'ın bu açıklamasına karşın savaşın diğer tarafı olan T.

Sayfalar