Pazartesi Mayıs 6, 2024

Meydanlarımızın Serdar’ı Güzel Şahin Ölümsüzdür!

Yüreğimizin bir parçası daha aramızdan ayrıldı. Her duruşunda tarihsel bir çınarı temsil eden, gülüşünde varlığını adadığı mücadelenin sıcaklığı ve enerjisinde geleceğe olan umut ile Güzel’imizi, Türkiye Devrimci Hareketinin Anasını kaybettik. Onun direngenliğinde bilincimizin önüne serilen inanç ile onun kararlılığını heybemize koyduk.

18 Eylül günü Partizan geleneğinin önemli kişilerinden Serdar Can’ın Gazi’de gerçekleşen anma töreninde fenalaşarak hastaneye kaldırılan Güzel Anamız iki günlük yaşam mücadelesini bizlere miras bırakarak aramızdan ayrıldı.

Mücadelenin en çetin koşullarında hiçbir şarta teslim olmayan Anamız mücadelesini ve elinden hiç bırakmadığı inancını ve kızıl bayrağı bizlere teslim etti. Şimdi acımızı içimize akıtacak, onun sol yumruğundaki direnci kavrayacak,  onun inancını yolumuza serecek ve her koşulu devrimin silahı haline getireceğiz.

Üzülmeyeceğiz, çünkü o hiçbir acı karşısında üzülmeyen üzülenleri yadırgayandı. O acılar karşısında öfkemizi perçinlemeyi bizlere görev olarak sunardı. Onun düşlerini ve aramızdan ayrılığını,  yıllanmış ve mayalanmış öfkemizle bizleştireceğiz. Korkunun ve yılgınlığın dipsiz kuyularına boşaltacağız öfkemizi dolduracağız onun her eksikliğini, kavrayacağız onun bilincini ve yol edeceğiz onun yolunu.

Güzel Anamız Cumartesi Annelerinin en direngen, en militan yüzlerindendi. O işkence hanelerde düşmanın yüzüne tüküren bilincine sarılan bir geleneğin direngen çınarıydı. O Açlık grevlerinde, meydanlarda kavganın filiz bulduğu her alanda can suyu oldu. Onun aktığı her yerde direniş filizlendi. Şimdi onu filizlerinin arasına gönderiyoruz.

“Güzel”imizin Serdar’ını uğurlarken mücadelenin her cephesinde “Serdar”laşan Anamızın, Güzel’imizin ayrılığı devrimci mücadelemizin gerçekliğini ifade ediyor. O “Şehitlerimiz varsa devrim kesindir” diyerek şehitlerimizin bilincini yol edinmenin adıydı. Sınıf mücadelesinin ve tarihsel deneyimlerin ışığında şekillenen bilinciyle Anamız, Dersim’den Karadeniz’e, açlığa yatan zindanlardan meydanlara akan direniş destanın en önemli paragrafı olarak yolumuzu aydınlatacak. O Dersim’de ölümsüzleşen 12 kızıl Karanfilin tebessümü, zindan direnişlerinde öfkenin tezahürü, Nubar Ozanyan’ın inancı, ve Kaypakkaya geleneğinin Güzeli’ydi.

Yoldaşlar

Güzel anamız kadınların erkek egemen sisteme karşı sokaklara akan öfkesi ve düşmana kalkan yumruğuydu. O Türk devletinin kontrgerilla örgütlenmeleri ile gerçekleştirdiği gözaltında kaybetme politikasına karşı sokakları mesken eyleyen bir direniş destanı, Kürt halkına dönük imha ve inkar politikalarına karşı özgürlüğün işaret fişeğiydi.

Faşist Kemalist diktatörlüğün Kürt, Türk ve çeşitli milliyetlerinden Türkiye halkına dönük katliam politikalarına karşı ihtilalcı bir programın ve onun savaşçılarının savaşçı anasıydı Güzel Ana. Güzel Ana’nın bilinci karşı devrimci dalganın bulunduğu her yerde Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın bilinciydi. O işçi ve köylü direnişlerinde Kürt halkının özgürlük şiarında, çevre eylemlerinde, zindan protestolarında, devrimci, demokrat yurtsever basının susmayan kaleminde, kadınların göğün tamamını sarsan çığlığında ve gerillanın ölümsüzleşen direnişinde kendini var etti. Yoksul-emekçi mahallelerden akan isyanın kendisiydi.

O “Önce çocuklarımızı savunuyorduk şimdi onların düşüncelerini” şiarının en net yüzü olmuştur.

Kavganın Anasına Selam olsun, Kavgamızın GÜZEL’ine selam olsun…

Tarihsel Çınarımızı uğurlarken söylenecek her sözde o olacak, her kelimede, her surette, her direngenlikte onun adı anılacak. Şimdi meydanları GÜZEL olacak, sözlerimiz GÜZEL olacak, direnişimiz GÜZEL olacak, inancımız GÜZEL olacak ve tüm GÜZEL’likler Özgür gelecek ile buluşacak.

Güzel Şahin ölümsüzdür!

Kavgamızın anasına selam olsun!

Tarihsel Çınarımıza selam olsun!

İnancın inancımız, öfken öfkemizdir!

Partizan

20 Eylül 2017

40906

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Proletarya Köylünün Barbarlığı

Ah okuyucu ah...

Biz eski üretim ilişkilerine dayalı proletarya köylülerin zamanı tükendi.

Hiç birimizin cebinde yaramıza mehlem olacak ilaç yok. Vicdanlarına sığınmaktan başka.

Neyse bu işin felsefi yönü.

Keşkem karşımızda işin felsefi yönü olsaydı.

Stenbaldan girer markstan çıkar işin vicdansızlık yönünü şah mat eder bizde çıkardık kerametine değil mi ?

Lakin dediğim gibi karşımızda işin işin felsefi yönü yok.

Karşımızda üretim ilişkisi değişse de eski üretim ilişkilerinin ortaya çıkardığı  kurarlar çerçevesinde hareket eden insanlar var.

Faşizmin daha karanlık günlerini yaşamak istemiyorsak Kürt ulusunun direnişine destek ver!

Sınıflar mücadelesi zamanın gidişini değiştirebilir ama mevcut koşullar, şartlar olgunlaşmadan devrimci sınıfların zamanı kendi lehlerine çevirmesinin mümkünü yoktur. Her toplumsal altüst oluş o günkü şart ve koşullardan ayrı değildir, birbirlerini tamamlarlar. Kısacası, kendiliğindenciliğe düşmeden, kendini veya düşmanı olduğundan çok abartmadan, içinde bulunduğumuz objektif ve sübjektif durumu iyi değerlendirmek gerekiyor.

Dişe diş dövüşülmeden kazanılmaz

Dünyada tüm savaşlar, sınıfların birbiriyle savaşıdır. Sınıflararası savaşım  gibi görülmeyenlerin gerisine bakıldığında ise, yine sınıflararası çelişmelerden doğdukları görülecektir.

Batının Sessizliği ve Devrimci Direniş Cephesi /Umut Munzur

Kürt Özgürlük Hareketini, oyalama ve aldatmaya dayalı sürdürülen tasfiyeci saldırı duvara toslamıştır. Başta Kürt gençliği olmak üzere bir bütün Kürt halkı AKP/Saray kliğinin saldırılarını hendek ve barikatlarla durdurmayı, ilan ettiği öz yönetimleri hayata geçirme pratiğini, büyük bedeller ödeyerek sürdürmektedir.  Devrimci direniş çizgisi, Kürt kasabalarını ve ilçelerini aylardır savunmaktadır.  Onbinlerce özel harekât, polis ve askerin tanklarla ve ağır silahlarla kuşatmaya aldığı Kürt kentleri muazzam bir direniş sergilemektedir.

ՇՆՈՐՀԱՒՈՐ ՆՈՐ ՏԱՐԻ ԵՒ Ս. ԾՆՈՒՆԴ

YENİ  YILINIZ  KUTLU  OLSUN

SERSALA  WE  PİROZ  BE  2016

Katliam,acı ve gözyaşı ile dolu bir yılı geride bırakırken 2015 Kara bir yıl olarak tarihe geçti.Ortadoğu coğrafyasından hiç eksik olmayan savaş rüzgarları ivmesini her geçen gün artarak yükselirken faturasını ezilen halklar çok ağır koşullarda ödemektedir.

Müslüm Elma:Tüm dostların yeni kavga yılı kutlu olsun!

Sevgili Osman,

Göndermiş olduğunuz mektubu aldım. Çok sağolun. Ayrıca mektup yazmak konusunda rahat olun. Koşullarınız uygun olduğu anda yazarsınız.

Artık yeni bir yıla merhaba demenin ön günündeyiz. Bundan dolayı 2015 yılının bıraktığı izlerden bir demet sunarak sohbete giriş yapmak istiyorum. Bu notları başka arkadaşlara da yazdım.

Tarih komünistleri bekliyor

Dünya

Bir yılı daha geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz. 

 Dünyamıza egemen olan kapitalist-emperyalist sistem, "köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyor" gibi, yine topuyla, tüfeğiyle, savaş uçakları ve füzeleriyle ve tüm kanlı vahşetiyle, dünyamızda dolaşıp duruyor. Emperyalist burjuvazi; ne sermaye birikimine, ne hükümranlığa ne de insan ve doğayı katletmeye doymadığı gibi, kendi aralarında alabildiğine bir egemenlik çatışması da olanca hızıyla devam etmektedir.

Demirtaş'ın 'İhaneti'-Hüseyin Turhallı

Davutoğlu HDP Genelbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Rusya'ya ziyaretini "ihanet" olarak değerlendirmiş.

Bu adamlar ya kafayı yemiş, yada kafayı yemişlere hitap ettiğini düşünüyor.

İhanet nedir?

Önce basit anlamıyla: Yapılan bir iyiliğe, hizmete ve fedakarlığa karşı bireyin karşıt konuma geçerek kötülük etmesidir.

Sahi 90 yıldır Türkiye Cumhuriyeti devletinin Demirtaş'ın dedesine, babasına ve çocuklarına ne tür bir iyilik yaptı da ihanet ediyor?

TKP/ML YDK:Faşist diktatörlük değil direnen Kürt ulusu kazanacak!

Emperyalizm çağı aynı zamanda savaşlar çağıdır. Emperyalist sistemin kendi öznel saldırganlığı kadar yarattığı zeminde savaşa gebedir. Emperyalizmin siyasal, ekonomik ve ideolojik sistemi savaş koşullarını sürekli, zorunlu ve istikrarlı bir biçime büründürür. Onun parçası olan hiçbir sistem bu koşullardan azade değildir. Her türlü toplumsal çelişkinin aldığı biçim ve boyut savaş koşullarına hızla evrilebilir, ki genelde de evrilir. Bugün dünyada yoğunlaşmış politikanın yani savaş koşullarının odak noktası Ortadoğu bölgesidir.

Yaşamınız İçinde Birgün de Olsa Halkın Yanında Yer Alın!

Bu başlık, sağ ve sol liberallere bir çağrıdır. Liberaller hiç bir zaman doğrunun yanında yer almadılar. Alır “gibi” yapıp, güçlünün yanında, egemenin yanında yer aldılar. Egemenlere karşıymışlar “gibi” yaptılar, izledikleri yol egemenleri, zalimleri güçlendiren yol oldu.

 “Demokrasi”den sıkca dem vurdular, “insan haklarından" söz ettiler, ama asla halkın haklı olduğunu, ne ağızlarına aldılar ne de kalemleri beyaz kağıtlara bunları yazabildi. Kendilerine yaşamları boyu siyasal niteliklerini veren; “yetmez ama evet” ile burjuva düzenin bekasından yana tavır aldılar. 

"İpler kimin elinde "2

Dünyadaki gelişmeleri dikkate aldığımızda  Asya kıtası ve Ortadoğu  proleter devrimlerine, ulusal kurtuluş hareketlerinin başarı elde etmesine,zaferle taçlanmasına, objektif şartların en uygun  olduğu alanlardır. Yanlızca objektif şartların değil ,aynı zamanda komünistlerin ve anti emperyalist , anti faşist hareketlerin örgütlü ve ciddi bir potansiyol güç oluşturduğuda bir gerçek.  Emperyalizmin karnının en yumuşak olduğu  bu alanlarda  yükselecek halk devrimlerinin  emperyalizme büyük darbeler vuracağı kesindir.

Sayfalar