Cumartesi Mayıs 18, 2024

Partizan: “Gelişimin her anında öncülüğü en iyi şekilde yaşatmayı başarmış Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya 70 yaşında!”

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın ölümsüzleşmesinin 46. yılında bir açıklama yapan Partizan, “Bu bilinç ve kavrayışla attığımız adımları coşkuyla hızlandırmaya ve coşkuyu kitleler nezdinde umuda çevirmeye adayız. Bu taşıyıcısı olduğumuz mirasa karşı bir sorumluluk; ezilen, yok sayılan milyonlara karşı bir görev ve başta Kaypakkaya yoldaş olmak üzere tüm şehitlerimize sözümüzdür” dedi. Açıklama şu şekilde:

“Gelişimin her anında öncülüğü en iyi şekilde yaşatmayı başarmış Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya 70 yaşında!

Sınırlı yaşamını proletaryanın davasını anlamaya, geliştirmeye ve proletaryanın örgütlü gücünü inşa etmeye adamış komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın ölümünün 46. yılındayız. Elbette onu anacağız, anlatacağız ve mücadelenin her anında onun görüşlerinin rehberliğinde, onun eylem ruhunu esas alarak onu yaşatacağız.

Önder yoldaşın yaşamı ve mücadelesi, Türkiye’de devrimin zorunlu bir ön koşulu olarak devrime giden yolun çetinliğini ve ciddiyetini göstermektedir. Onun yaşamı proletaryanın mücadelesinin bir izdüşümü olmuş, teori ve pratikte bir bütünleşme olmaksızın verilen zorlu mücadelenin hiçbir şekilde başarıya ulaşamayacağını pratik olarak ortaya koymuştur. Ezilen, sömürülen milyonlara; bir avuç asalağın uyguladığı tahakküme son verecek olan mücadelede, bu mücadelenin zorunluluğunu kavramış proletaryanın ve ezilen tüm kesimlerin bilinçli, örgütlü güçleri için devrime yaşamını adamanın, örgütsel faaliyetlerin bir parçası kadar sade ve diğer her şey kadar zorunlu olduğunu göstermiştir Kaypakkaya.

Onu ve diğer ölümsüzleri gerçek devrimciler, önderler kılan olgu yaşamsal adanmışlıklarını, örgütsel faaliyetlerinin diğer parçalarıyla bütünleştirerek mücadelelerine esas anlamını kazandırmalarında yatmaktadır. Önder yoldaş mücadeleye kazandırdığı bu anlamla birlikte, hesabı tutulamayacak düzeydeki emek, çaba ve bilince sahip devrimci önderler olmaksızın devrimin zaferle sonuçlanmasının olanaksızlığını da yaşam ve mücadelesiyle açığa çıkarmıştır.

Kaypakkaya yoldaşın sınırlı yaşamına sığdırdığı mücadele dolu yılların en belirgin özelliği, ilerlemelerle dolu bir gelişim göstermesiydi.

TİP’ten TKP-ML’ye uzanan yol, sorgulamaları ve sınıf mücadelesinin Türkiye özgülündeki konularında kopuşlarla doludur. Bu yüzden her 18 Mayıs bizler için aynı zamanda Kaypakkaya’nın ortaya koyduğu berrak devrimci çizgiyi ne kadar yaşama geçirdiğimizi sorgulamanın simgesel bir anını ifade etmektedir. Kaypakkaya’nın sorgulama ve inceleme yöntemini kavramak ve günümüze uyarlamak yani Kaypakkaya’dan onu donuklaştırmadan öğrenmek her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumdadır.

Devrimin düşmanları mücadelenin geriletilmesi, toplumun dinamik kesimlerinin mücadele alanlarından sökülüp atılması için her türlü yöntemle saldırmaktadır. Geliştirilen her türlü saldırının üstesinden gelmeye çalışırken bunun yanında diğer tüm ideolojik, politik, pratik görevlerin yerine getirilerek mücadelenin geliştirilmesinde, Kaypakkaya’nın düşünerek, araştırarak, pratikte sınayarak geliştirdiği görüşlerini onun bilimsel bakış açısını esas alarak anlamaya, öğrenmeye daha fazla ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz. Bu ihtiyaç aynı zamanda ertelenemez bir görev olarak kendini dayatmaktadır, bunun bilincindeyiz.

Bu açıdan, şimdi toplumsal muhalefete durgunluğun, devrimci öznelere dağınık ve parçalı duruşun hakim olduğu günlerde sistemli ve düzenli çalışmayı, adım adım ilerlemeyi, parça parça kazanmayı hedeflemeliyiz.

Bugün büyük oranda ezberlenerek öğrenilen ve bu ezberlerin arasında sınıf mücadelesi adına yanlış onlarca ele alışın olduğunu bilerek, bu yanlış ezberleri yıkma iddiasını en fazla taşıdığımız bir dönemdeyiz. Marksizm, Leninizm, Maoizm adına kaba saba yürütülen, yanlış ezbere dayanan, felsefi derinlikten yoksun devrimciliğin yıkılıp yerine MLM’nin canlı ilkeleri ışığında sürecin görevlerini karşılayabilecek, gerçeğe uygun devrimci anlayışın inşa edilmesi gerektiğinin bilincindeyiz.

Bu bilinç ve kavrayışla attığımız adımları coşkuyla hızlandırmaya ve coşkuyu kitleler nezdinde umuda çevirmeye adayız. Bu taşıyıcısı olduğumuz mirasa karşı bir sorumluluk; ezilen, yok sayılan milyonlara karşı bir görev ve başta Kaypakkaya yoldaş olmak üzere tüm şehitlerimize sözümüzdür.

Ölümünün 46. yılında Kaypakkaya yoldaşın iyi bir öğrencisi olmayı başardığı, Çin Devrimi’nin 70. yılını selamlıyoruz.

İbrahim Kaypakkaya’yı anma ve düşünceleri vesilesiyle halkın bağrında yaşatma sözümüzü yineliyoruz.

Mayıs 2019

PARTİZAN” 

13345

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Partizan'dan

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Sayfalar