Takipçilerimizin dikkatine; Facebook ve twitter şifrelerimize el konulmustur
Özgür Gelecek İstanbul-Aksaray merkez bürosuna yönelik kendilerine "devrimci" diyen, onlarca kişilik çeteci bir güruh tarafından baskın düzenlenmiş, büroda bulunan biri kadın, biri erkek iki yoldaşımıza şiddet uygulayarak merdivenlerden aşağı yuvarlamışlardır. Daha önce de Erzingan ve Dersim bürolarımıza hırsız gibi girmek suretiyle iki kez anahtarları değiştirilmiş, ancak buradaki bürolarımızı yeniden teslim almıştık.
Facebook ve twitter şifrelerimize de el koyan çeteci güruh tarafından yapılan paylaşımlar kurumumuzu ve sitemizi bağlamamaktadır. Okurlarımıza büromuzu sahiplenme ve çeteci güruha da büromuzu bir an evvel terk etme çağrısı yapıyoruz!
Özgür Gelecek
Son Haberler
Sayfalar
Sermaye, Siyaseti Çıkarlarıyla Örtüştürür[1]
“AKP-Gülen Savaşı” içinde yolsuzlukların çok az bir kısmının dışa vurumundan sonra, siyaset, bu kirli güçler arasındaki savaşıma odaklandı. Bunun böyle olması doğal. Bu olay, özellikle Haziran (GEZİ) Ayaklanması’ndan sonra hızlanan ve beklenen bir durmdu. Daha önce yazdığım “üç vakte kadar” başlıklı bir yazıda, hükümet açısından “iki vaktin” bittiğini, “üçüncü vaktin” ise içinde olunduğunu yazmıştım. Bu herkes tarafından da bilinen bir gerçekti. Haziran Ayaklanması var olan süreci hızlandırmış ve daha kaçınılmaz bir hale getirmiştir.
Katliamlar Diyarı Şırnak
Röportajda Vali Mustafa Malay 15 Ağustos 1992 tarihli olayda asker ve PKK'lilerin öldürüldüğünü söylüyor. Belleği kendisini yanıltıyor herhalde. Olayda asker ya da PKK'li kimse ölmemişti.
Ben o tarihte Şırnak milletvekiliydim.
15 Ağustos gecesi Şırnak'ı harabeye çeviren silahlı saldırıyı gelen telefonlarla haber aldım. Hükümetin oralarda hiçbir yetkisinin olmadığını biliyordum. Ancak bir ümit yine de İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'i aradım ve duruma müdahale etmesi istedim.
İsmet Sezgin PKK'in saldırdığını ve çatışmaların devam ettiğini söyledi.
Fettullah Gülen hareketi hakkında
“Yeminine bakıp insana inanma,insana bakıp yeminine inan.”[2]
Ahmet Şık, “Dokunan yanar” diye uyarmıştı Fettullah Gülen (FG) hakkında herkesi; karanlık(lar)ın büyük yangınlar ile aydınlanacağı vurgusuyla başlamalıyım diyeceklerime…
Türk(iye) İslâmının dünden bugüne hülasası olarak yorumlanması mümkün olan FG, yeni bir tarihsel blok ve hegemonya hareketi girişimidir.
Yerel Seçimler ve Siyaset
KDP,PKK...Tez,antitez ...sentez?
Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde KDP bir tezdir.Emperyalizm ve sömürgecilikle mücadelede yarı-modern bir başlangıç.Kurulduğu dönemdeki emperyalizmin ve işbirlikçisi yerel sömürgeciliğin ittifaklı çullanmışlığından kaynaklı parçacı bir tez.Toplumsal gelişmenin düzeyine bağlı olarak aşiretler/aileler ittifakı temelinde politika örgütleyen bir tez.Parçacılığı o kadar belirgindir ki, Doğu Kürdistan’da Süleyman Muini ve Kuzey Kürdistan’da Saitler komplolarındaki rollerini gözardı edebilmemizi, ne Barzani ailesine ne de yüzyıllık direnişlerine duyduğumuz saygı sağlaya
“Postmodern zamanlar"da din (ve islam)
“de omnibus dubitandum est.”[2]
“Din: Teorisi/ Pratiği, Dünü, Bugünü” Sempozyumu’nun Ankara ayağındaki “Dini- Eleştirel Olarak Anlayabilmek” oturumunda öncelikle bir saptamamı sizinle paylaşmama izin verin.
Sempozyumun pratik örgütlenmesi sürecinde, kendini sosyalist/ komünist olarak niteleyen kimi çevrelerin, “dinin tartışılması”na bir hayli soğuk ve mesafeli yaklaştıklarına şahit oldum.
“Cujus regio , ejus religio !” [*] [1]
“Kralların kutsal olduğu, antropolojik ve tarihsel bir malumun ilamıdır; ne ki onlar öyle doğmazlar; ancak hükmettikleri eliyle kutsallaştırılırlar.”[2]
“Din” ile “iktidar” ilişkilerini, konu başlığındaki “iktidar” kavramının farklı yorumları çerçevesinde farklı biçimlerde ele almak mümkün, kuşkusuz: günlük yaşamın kılcal damarlarına nüfuz etmiş gündelik iktidar ilişkilerinin din tarafından tahkim ediliş tarzı; bizatihî dinsel iktidar (ve hiyerarşi) biçimleri ya da siyasal iktidar ile din ilişkileri.
Biz Seni Bekledik Zeki Yoldaş. Dört Gözle, Büyük Umut ve Heyecanla Bekledik/Hasan Aksu
Yetmişli yılların başı ve ortalarında Zeki yoldaşı sıkıyönetim mahkemelerinde dik duruşlarıyla, faşizmi yargılayışlarıyla tanıdık. Partili ideolojik, siyasal, savunusunu faşizmi yargılarken izledik. Faşizmi kendi kalelerinde yargılarlarken ülkemizde Partizan hareketinin tanınmasında, kavranmasında önemli etkileri oldu. Zeki yoldaş ve diğer yoldaşları şahsen tanımazdık belki ama onların çabaları, örnek tavırları bizleri Kaypakkaya çizgisinde buluşturmuştu.
İşaretlesiniz de Fişleseniz de Biz Aleviyiz!
İktidarın asimilasyon politikaları her yeni günde, bir önceki günü aratır şekilde ve değişik yöntemlerle, değişik rollere soyundurulmuş Hızır Paşalar ve piyonlarla devam ediyor..
Ben İstanbul Surlarinin Dibinde Şehit Düsecegim
Türkiye Devrimci Hareketi 1980'li yıllarda tartıştığı konuların başında Kürt Sorunu ile SSCB'nin halen sosyalist mi ?, emperyalist mi ? diye üzerinde şiddetli tartışmaların yürütüldüğü bir süreçten geçerek bugünlere geldi.