Cumartesi Mart 1, 2025

Kemalizm, İttihat ve Terakki’nin devamıdır (Şunurov)

Alman emperyalizmine göbekten bağımlı İ ve T Partisi'nin yerini alan Kemalist'ler artık devletin tek sahibi oldular.Irkçı,milliyetçi devlet politikaları ile azınlıklara ve Kürt ulusu'na karşı inkar ve imha yollarına giderek Türkleştirme politikalarına geçildi.Ermeni katliamından sonra asimilasyon,sürgün ve katliamlar kemalist'lerin vazgeçilmez politikaları oldu.Dağa taşa yazılan ''Ne Mutlu Türküm Diyene'',''Her Türk Asker doğar''Türkiye Türklerindir''''Türkçe Konuş,Çok Konuş'' şeklinde ırkçı kampanyalardan en çok zarar gören Rum,Ermeni,Yahudi ve Kürt'ler oldu.Bütün milletlerin,Türk'lerden olduğu gibi,Irkçı teoriler icat edilmeye başlandı.Bütün dillerin doğuş kaynağı olarak Türkçe gösterildi.Güneş,dil teorisi bunu ispatlamak için uyduruldu.İnsanlar Türk olmaya,müslüman olmaya zorlandı.Hak ve özgürlükler kısıtlanarak Halk'lar baskı altına alındı.

Cumhuriyet tarihi boyunca öne çıkan Kürt ulusal direnişleri,ermeni sorunundan kurtulan, azınlık durumuna düşen Ermeni probleminin yerini Kürt Ulusal sorunu aldı.1921 Koçgiri,1925 Şeyh Sait,1928 Ağrı İsyanı,1930 Zilan ve 1938 Dersim İsyanı ve bugün doruk noktasına ulaşan Kürt Ulusal Sorunu çözüm beklerken,devlet girdabın içerisinden çıkamamaktadır.2015 yılında halen Kürt sorunu acil olarak çözüm beklemektedir.Ama nasıl?Sorunun çözümü kitlelerin devrimci gücü ile olacaktır.Kör düğümün çözümü,dipten gelecek olan halkın çözüm gücüdür.Bunun dışında çözüm yolları çözümsüzlüktür.Ermeni ulusal hareketi önderlerinin düştüğü hatalar,meşrutiyet döneminde yaşanan Osmanlı oyunlarının halen devam ettiğini görüyor tarih siyasi uyanıklığı bir an olsun elden bırakmamayı öğütlemektedir.

Osmanlı döneminde yönetici kademelerde bulunan kişiler,hiçbir değişikliğe uğramadan aynı şekilde Cumhuriyet kadroları olup çıktılar.Bu yüzden Osmanlı Dönemi ile Cumhuriyet Dönemi arasında nitel bir farklılık olmamıştır.Yeni Cumhuriyet Türkiye'sinin kurucu önderi olan Kemal Atatürk'ün kendisi de İ ve T Partisi üyesidir.Trablusgarp cephesinde faaliyetlerde bulunmuştur.Mustafa Kemal'in adı o dönem sivrilmiş,duyulmuş değildi.Politik kimliği ile öne çıkmış değildi.Bunun sebebi Enver Paşanın komploları ile ayak oyunlarının eksik olmamasıdır.

Belli başlı İtthatçı eli kanlı unsurlar en kritik görev alanlarında hizmete devam ettiler.Celal Bayar,İ ve T Partisi'nin Ege'de Rum'ların tehcirinde aktif görev almış,takma adıyla

''Galip Hoca'' olarak anılmaktadır.Rum'ların anayurtlarından kovulmasında savaş suçu işlemiştir.Celal Bayar sonradan Türkiye'nin 3.Cumhurbaşkanı olmuştur.

Şükrü Saraçoğlu,(Bugünkü Fenerbahçe Spor kulubunun sahasının adı bu kişilikten gelmektedir) İ ve T Partisi'nin İzmir bölge temsilcisi iken görevine yine devam etti.II.dünya savaşında Hitler Almanya'sı ile uyumlu politikalar izleyerek Faşizme hizmet etti.Nazi politikalarını kayıtsız şartsız yerine getirdi.Döneminde çıkarılan Varlık Vergisi ile gayrı-müslümlerin servetlerine,sermayesine el koyarak yeni sermayenin yaratılması,Türkleştirilmesi için aktif rol aldı.

Halil Menteşe,1919 yargılamalarında Malta'ya sürgün edildi.1922 yılında Türkiye'ye ''kahraman''lar olarak dödü.K.Atatürk mükafat olarak1931-46 yıllarında izmir milletvekili olarak atadı.Meclis Başkanlığı ile Adalet Bakanlığında bulunmuştur.

Ali Fethi Bey Başbakanlık yaptı.Şükrü Kaya ,CHP Genel sekreterliği ile İçişleri Bakanlığında görev yaptı.

Rauf Orbay Paşa,''Hamidiye kahramanı'' olarak ün yaptı.Malta'dan döndükten sonra ,Meclis başkanlığı,Başbakanlık,ve milletvekili olmuştur.

Topal Osman,Kemalist harekata katılan,Pontus'lu Rum'ları ''diri diri gemi kazanına atmakla''ünlü cani ve katil olarak bilinen soykırım suçlusudur.Bugün heykeli giresun'da şehrin merkezinde,yine kendisi gibi katil olan Veli Küçük tarafından dikilmiştir.M.kemal'in muhaliflerini öldürmüş,fakat sonradan M.Kemal tarafından öldürtülmüştür.

Halil Kut Paşa,6.ordu komutanı olarak savaştan sonra tutuklandı.Aynı zamanda enver Paşanın amcası olan Halil Paşa tutuklandığında bir İngiliz subayına verdiği alaylı cevabı ile tanınmaktadır.Kendisine soykırımla ilgili  sorular soran bir İngiliz subayına ''300 bin ermeni daha az,ya da fazla olabilir saymadım'' diye cevap vermiştir.Turancılık ülküsü için,islam orduları ile kafkaslardada bulunan,aynı zamanada Ankara hükümeti ile bolşevikler arasında,Bolşeviklerin Ankara'ya hibe ettikleri altınları getiren kişidir. Sabit Sağıroğlu,Soykırım kurbanlarının ''mezbaha vilayeti'' olarak andıkları Harput'tan sonra Erzurum ve Elazığ milletvekilliğinde bulundu.

Dr.Tevfik Rüştü Aras,CHP iktidarı döneminde Dışişleri bakanı oldu.Aynı zamanda Dr.Nazım'ın bacanağıdır.Ermeni ölülerin gömülmesinden sorumlu,sağlık genel müfettişi olmuş,II.Dünya savaşında Dış İşleri bakanlığında görev yapmıştır.

20 KİLO EŞYA , 20  DOLAR  İLE  KOVULDULAR ,

İttihatçılar ile Rum Pontus halklarına karşı girişilen katliamlar,İktidarı ele geçiren Kemalist'ler döneminde de hiç aralıksız devam etti.Savaşı kaybeden Alman'ların yerine,İngiliz hakimiyetine giren Kemalist'lere karadeniz'e çıkması için izin verdiler.Bu Karadeniz'de yarım kalan,bütün Karadeniz'in Rum'lardan temizlenerek ele geçirilmesi anlamına geliyordu.Bütün karadeniz baştan aşağı kana boyandı.Burada işlenen kıyım ve katliamlarda,Topal Osman,İpsiz Recep gibi Ermeni soykırımına katılmış katiller görev aldı.Kendi oluşturduğu özel orduları ile katılan Topal Osman ve çeteleri kalan Rum'ları her yerde ,çocuk,yaşlı,kadın demeden öldürdüler.Bize okullarda ''emperyalizme karşı verilen kurtuluş savaşı'' olarak anlatılan tarih,karadeniz'de bir avuç kalmış olan Rum'ların tasfiye harekatıdır.İngiliz'lerin Yunan ordusuna İzmir'e çıkmasına izin vererek,Kemalist'lerin Karadeniz'li Rum'lara yönelik katliamlarını meşrulaştırdılar.Kemalist dönemiyle beraber353 binkişi öldürüldü,1milyon'dan fazla Rum yapılan antlaşmalarla,ülkelerinden sürülerek,yabancısı olduğutopraklarda,sürgünde yaşamaya mecbur bırakıldılar.İttihatçılarda var olan homojen,Türk,müslüman toplum oluşturma savaşı,Atatürk döneminde de olduğu gibi devam etmiştir.

Enson 1964 yılında ise Rum'lar kesin olarak ülkeyi terk etmeye zorlandı.Yine 45bin kişinin mübadele ile ülkesini terk ederek gittiği,sayılarının artık bugün çift hanelerle telafuz eder duruma getirildi.Bir gecede apar topar hazırlanması emredilen Rum'lar,hiç bir mal varlığını satamadan,sadece 20 kg eşya,20 dolar ile topraklarından kovuldular.Rum tehcirinin son halkası böylelikle acı bir şekilde tamamlanmış oldu.

KOÇGİRİ  DİRENİŞİ ,ZO (ERMENİ)' LARI HALLETTİK , SIRA  LO (KÜRT)'LARDA ;

Koçgiri halk Direnişi,İlk Kürt ulusal hareketi olması,Kemalist'lerle ilk defa karşı karşıya gelmeleri bakımından tarihidir.ZO'ları hallettik,sıra LO'larda diyerek 1921 Koçgiri isyanını bastırmaya giden Sakallı Nurettin Paşa'nın,İzmir'de Rum'lara yönelik katliamları hatıralardan çıkarılmamalıdır.izmir'e giren Türk kuvvetlerinin başında bulunan Nurettin Paşa,Yunan'lıların çekilmesinden sonra,Rum ve Ermeni bölgelerine girerek büyük İzmir yangınını gerçekleştiren kişidir.Hizmetlerinden dolayı da İzmir valiliğine kadar da terfi etmiştir.

Koçgiri ve Dersim kırımlarında da aktif rol alan Nurettin Paşa,Kuvayi Milliye saflarına hiç bir zaman kazanılamayan,Alevi olmaları,kendi özellikleri ile diğer Kürt aşiretlerinden ayrı konumda bulunan Koçgiri ve Dersim'liler,devletle hiç bir zaman antlaşma zemininde bulunamadılar.Devlete vergi vermeyen,I.Dünya savaşındada devlete asker vermeyen,Ermeni soykırım döneminde,Osmanlı ile soykırıma katılmamışlar,aksine kaçıp kendilerine sığınan Ermeni'leri korumuşlardır.Rusların Dersim'e kadar yakınlaşmasında  bağımsız Kürdistan Projesi ile Rus'larla ilişkiler kurmak isteyen önderleri ise Alişer Efendi'dir.

Koçgiri ve Dersim aşiretleri arasında kalıcı bir ittifak sağlamayı amaçlayan aşiret reislerinin Baytar Nuri-Alişer Efendi'nin Hozat'ta yaptıkları toplantıdan çıkan sonuçlar Hozat muhtırası olarak anılmaktadır.Kürt özgürlük talepleri bakımından önemlidir.Hatta ilk'tir.

Ankara Hükümetine iletilen ''Kürdistan özerkliği'nin tanınması,aksi halde bunu silahla alacağız'' mesajı.İlişkileri kopardı.Bütün aşiretlerin silahsızlandırılmasını isteyen Kemalist'lere karşın ayaklandılar.Bazı yerleri ele geçiren Kürt Ulusal direnişi,göndere kendi bayraklarını çektiler.Harekete geçen,harekat ordusu komutanı Nurettin paşa,Dersim ve Koçgiri aşiretleri arasındaki bağlantıyı kesti.İsyanın bastırılmasında Pontus kırımı'nın tanınmış simalarından Topal Osman da kendi birlikleri ile katıldı.1921 yılına kadar devam eden direniş Alişer Efendi'nin teslim alınmasıyla son buldu.İki lider dışında herkes affedildi.İki lider idama çarptırıldı.İsyan kanla bastırıldı.

DERSİM  TERTELESİ ,AYIP'TIR – ZULÜM'DÜR – CİNAYET'TİR : SEYİT  RIZA

Ermeni soykırımından sonra yaşanan Kemalist dönemin en kanlı ve en vahşi uygulamaları Dersim soykırımıdır.Kemal Atatürk'ün,direkt emirleri ile hayata geçirilen halkın deyimiyle Dersim Tertelesi 1937/38 yıllarında oldu.Halk Önderi Seyit Rıza ve 6 arkadaşının ölümüyle sonuçlanan Dersim Direniş mücadelesi sonunda bastırılmıştır.1925 yılından itibaren adım adım Dersim katliamının planlanmasına geçildi.1935'de Atatürk'ün talimatıyla bölgeye giden İsmet İnönü ''Şark Raporu''nu hazırladı.Celal Bayar ile Genel Kurmay'da bölge üzerine raporlar hazırlanmaya başlandı.Raporlar sonucunda ''Dersim bir çıban başıdır,temizlenmelidir'' sonucuna varıldı.1936 yılında yürürlüğe giren ''Tunceli kanunu''da,Dersim adı ,Tunceli olarak değiştirildi.

Dersim'in öne çıkarılmasının sebebi,ulus devlet projesinin hayata geçirilmesinin önünde engel olarak görülmesidir.Halkın kimliğinin,inancının Kızılbaş olmasıdır.Ermeni soykırımından kaçıp Dersim'e sığınan,Ermeni'lere kapılarını açan,Osmanlı'ya teslim etmeyip 20 bin Ermeni'yi ölümden kurtarmışlardır.Bu özellikleri ile egemen toplum arasında kalın çizgilerle farklıdır.Dersim katliamında ,Kemalist'ler halkın en ileri,en sevilen önderlerini yok etmeyi planlamışlardır.Bütün imkanlarını bunun için seferber ettiler.Kemalist'lerin öne sürdükleri talepleri Seyi Rıza ve arkadaşları red edince,Dersim'e asker yığmaya başladılar.Tank'larla,toplarla saldırıya geçen iktidar istediklerini başaramayınca 1937'de görüşmeye çağırdıkları,Seyit Rıza'yı Erzincan'da tutukladılar.Acele yapılan göstermelik mahkemelerden sonra,Seyit Rıza ve arkadaşları idam edildiler.İlerlemiş yaşına rağmen nedamet getirmesini bekleyenler,yanıldılar.Darağacına giderken,düşmanına boyun eğmedi.İpini kendisi çekti.Yargılanan değil,Kemalist'leri o yargıladı.Ve haykırdı :''ben senin hile ve yalanlarınla başedemedim,bu sana dert olsun,ben de senin önünde diz çökmedim,bu da sana dert olsun'' dedi.18 Ekim 1937 yılında Elazığda idam edildiler.Direnişlerinden korkan Kemalist'ler,Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerini bugün dahi gizleyerek,korku ve kabus içerisinde yaşamaktadır.

Mustafa Kemal'in ''bu meseleyi kökünden hallediniz'' talimatı ile Dersim'i kana bulayan,Kemalist'ler,50 bin insanı öldürdüler.Sürgüne gönderildiler.Yetim kalan anasız,babasız çocuklar evlatlık olarak subaylara dağıtıldılar.Mağaralara sığınan insanlar,gaz bombaları ile ''fare gibi zehirlenerek'' katledildiler.Munzur suyu aylar boyunca kanlı aktı.Genç kızlar ve kadınlar namusunu teslim etmemek,için kendilerini Munzur dağlarından atarak,ölümü seçtiler.

Bu yaşanan acı ve trajik olaylar bizi Ermeni soykırımında yaşanılanlarla aynı görüntüleri çağrıştırmaktadır.1934 yılında Trakya olayları olarak tariha geçen Tekirdağ,Edirne,Kırklareli ve Çanakkale'de Yahudi'lere karşı saldırılar olmuştur.Türk milliyetçilerinin girişimleri ile basında oluşturulan anti-semit propaganda kitlelerin toplu olarak Yahudi ve dükkanlarına saldırıları getirdi.Önce boykotla örgütlendi.Sonradan saldırılar başladı.5 Haziran 1934 yılında bütün Trakya'ya yayıldı.Haham'lara saldırıldı.Yağmalar başladı.3 bin kişilik Yahudi topluluğu ev ve eşyalarını bırakarak canlarını zor kurtarıp,İstanbul'a sığındılar.

Cumhuriyet dönemi boyunca hiç bir zaman eksik olmayan,kendinden olmayan azınlık ve farklı inanç sahiplerine karşı katliamlar eksik olmamıştır.Rum ve Ermeni'lere karşı 6/7 Eylül 1955 yılında karşı girişilen yağma,mallarına ve mülklerine elkoyma olayları,Alevi'lere karşı Kahramanmaraş'ta ,Çorum'da ,Sivas'ta yapılan katliamlar ile daha yeni yaşanılan 28 aralık 2011 yılında 34 Kürt köylü'süne (22'si çocuk'tur) mezar olan Roboski katliamı devletin genlerinde katliam,vahşet olduğunu ve hiç bir zaman da kaybolmayacağını ortaya koymuştur.

 

54812

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Sayfalar