Salı Mart 4, 2025

Kendiniz Suçlu Hissedeceksiniz ki İşimizi Rahat Yapalım

Örgütlü insanlar kendilerinin yapamadıkları her şeyleri sıradan insanlarda niye bekler ki?

Güya sırada insanlar isterse doğruya ulaşabilirlermiş.

Hadi bakalım.

Bir şapka

Bir fular

Bir tuval

Yedirmeyiz size sarı ineği, hanımlar yedirmeyiz.

Mahkeme bir tacizciyi akladı.

İnsanlar sokak ortasında bir tacizciyi cezalandırdı.

Vurmayın ablam vurmayın bana.

Bir şapka

Bir fular

Bir tuval

Bir şapkam, bir fularım, bir tuvalım yok diye mi bunu bana yapıyorsunuz?

Mahkeme bir tacizciyi akladı.

İnsanlar sokak ortasında bir tacizciyi cezalandırdı.

Hemi mahkeme karşısında iyi hal indirimim varken....

Sizin karşınızda da hoşunuza gidebilecek  bir yeteneğim veyahutta bir geçmişim veyahutta bir kaç arkadaşım veyahutta arkamdan duran.... olmadığından dolayı mı bunu bana yapıyorsunuz?

Vurmayın ablam vurmayın bana.

Mahkeme bir tacizciyi akladı.

Vurmayın ablam vurmayın bana.

Bir şapka

Bir fular

Bir tuval

Kime mübah kime değil?

Bir şapka

Bir fular

Bir tuval

Kim kirlenmiş kim kirlenmemiş?

Sen mi ben mi veyahutta ikimiz mi?

Hemi siz; size veyahutta bize yapılanları bizden, sizden veyahutta başkasında yapmasını istemediniz mi?

Hani siz, bize vururken....

Sokaktaki figürlerinizi beğenmeyip nasıl yapmanız gerektiğini sizlere söyleyenlere boyun ederken

Daha sonraları da sokaktaki insanları seviyoruz derlerken arkadaşınızın biri, yaşantısının bir parçası olan figürleri içlerine soktu diye aslında sokaktaki insanları sokakta kaldıkça sevdiklerine şahit olmuşken... buna karşı gelmemişken... siz;  bize, size veyahutta başkasına ; sizin, bizim veyahutta başkasının bir şeyler yapmasını istemiş olmadınız mı olmadık mı?

Hemi ruh nedir, beden dediğin nedir ki?

Sonra beden kirlenirken ruhta kirlenmez mi?

Daha sonra ruhunuza ruhumuza, figürlerimize figürlerinize yapılanlardan haberdarken sadece bedenimize yapılanı nasıl kirlenmişlik olarak görebiliyorsunuz ki?

Sadece geri zekalar böyle görür.

Ve sadece aptallar ruhlarının yüzerinde tepinenler varken bedenleri için bir şeyler düzeldiğinde ruhları içinde bir şeylerin düzeldiğini düşünürler.

 İşin özünü, bedenimize yapılan kadar ruhumuza yapılanın da bir kirlenmişlik olduğunu kavrayamanlar her şeyi düzeltiklerini zannederken aslında kendilerinin de başkalarının da döne döne, sürekli aynı şeyleri yaşamasını sağlarlar.

Sağlarlarkende her şeyden niye yakınırlar ki?

Bunda da vazgeçiyorum

Kendilerini bir mücadelenin kıyısında köşesinde olsa dahil gören...

İnsanlar kendilerinin yapamadıklarını sıradan insanlarda yapmasını beklemeleri ne kadar doğru ki?

Yapamadığınız her şeyi yüzle çarpın. O kadarını da sıradan insan yapamıyor demektir.

Ve her şeyde bu kadar basittir.

10238

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Sayfalar