Pazartesi Nisan 29, 2024

Demirci Kawa’dan Kobané’ye İsyan, Serhıldan, Zafer !

Baharın coşkusu, Demirci Kawa’nın öfkesi ve cüreti ile harmanlanan bir direnişin, isyanın simgesidir Newroz. Dört bir yanı yangın yeri olan bir halkın tereddütsüz ve korkusuzca yine aynı yangının üzerine zılgıtlarla, sloganlarla yürümesidir. Yok, sayılan kimliğinin, yasaklanan dilinin özgürleştirilmesi uğruna direnenlerin mevzisi, teslimiyete karşı Dörtlerin zindanlarda tutuşturduğu ateşle yanmaktan kendini sakınmayanların adresidir Newroz. Kalekollarla, kazılan hendek ve örülen duvarlarla sınırları aşan direnişin kuşatılmasına ve tecrit edilmesine karşı birleşme ve mücadeleyi büyütme çağrısıdır Newroz.  Ünye/Fatsa’da, Arhavi’de, Dersim’de ve birçok yerde HES’lere, yaşamın ve doğanın katledilmesine karşı bedenini iş makinelerinin önüne barikat yapanların direnişidir. Türkiye Kürdistanı’nda açığa çıkan toplu mezarları çağrıştıran katliamları Soma’da, Ermenek’te, Torunlarda “fıtratında ölüm var” diyerek işçi katliamlarını olağanlaştıranlara karşı işçi ve emekçilerin büyüyen öfkesidir Newroz. Kadın cinayetlerine karşı Özge Can Aslan şahsında isyana duran ve erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükselten kadınların cinsel şiddete, tacize ve tecavüze karşı başkaldırısıdır Newroz. İdam sehpasında Denizlerin haykırışı, Kızıldere’de Mahirlerin direnişi, Amed  işkence hanelerinde İbrahim’in ihtilalcı isyanı ve Mazlumların sönmeyen ateşidir Newroz. Dersim dağlarında Beşlerin kavga çağrısı, kadın özgürlük mücadelesinde Sakinelerin tavizsiz duruşudur Newroz.

Binlerce Kawa olup Meydanları dolduralım

Newroz coşkusu hiç kuşku yok ki içinden geçtiğimiz süreçte daha büyük bir önem ve anlam kazanmıştır. Direniş ve kavga şiarlarıyla barikatları sel olup yıkanlar Gezi İsyanı’ndan Kobané’ye mücadeleyi zaferle taçlandıranlar Ortadoğu’nun mazlum halklarına, işçi ve emekçilere, ezilenin ezileni kadınlara, halk gençliğine baharın müjdesini vermiştir. Zafer coşkusuyla dört bir yanda yakılacak isyan ateşlerini katliamlarla, inkâr ve asimilasyonla söndürmeye çalışanlara inat Newroz, serhildanlarla harlanarak egemenlerin ve şovenizm zehrini yayanların etrafını saracaktır. 

Kadınlar, Gençler, İşçiler, Emekçiler, LGBTİ’ler!

Bizlere düşen en önemli görev Kobané’de Kawa olup savaşan Arin’in, Sarya’nın, Kader’in, Paramaz’ın, Serkan’ın, Saruhan’ın, Alişerin ve kavgada ölümsüzleşen şehitlerimizin savaşarak yükselttiği bayrağı dalgalandırarak meydanları doldurmaktır. “Kobané direnişi direnişimizdir’’ diyerek düşmana karşı aynı cephede mevzilenen Partizanların coşkusuyla Newroz ateşini birlikte harlayarak zafer halayına birlikte tutuşmaktır. Cizre’de devlet tarafından katledilen Ümit’in, Yasin’in, Barış’ın, Amed’te Ceylan’ın, Kadir’in ve Gezi İsyanında Berkin’in, Ethem’in, Ali’nin, Mehmet’in, Abdullah’ın, Hasan’ın, Ahmet’in ve Medeni’nin hesabını sorma bilincini kuşanarak kavgaya omuz vermektir.

Halkımızı zafer coşkusuyla dört bir yanda tutuşturulan Newroz ateşini harlamaya, direnişi ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Newroz Pîroz Be!

Bijî berxwedana Kobanê!

PARTİZAN


62920

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

Sayfalar