Cumartesi Kasım 30, 2024

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...

"Sol Kal Sol Yaşa"

Sol tatile  gitmişken...

Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır  saldırılara maruz kalıyorken...

seçimlerle  siyaset yapmak istiyen  devrimcilerde proletaryaların her geçen  gün ağırlaşarak hissettiği  solcusuzluğa  karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...

fırsatta buyken... fırsatta buyken... 

yazın gitsin kız... yazın gitsin...

abrüst... falan filan...

sanat da diyin gitsin.

insana, masumiyete saygılı olan herkese...

sınırsız çay...

sınırsız örgütlenme...

Yeni demokrasi  köstekçiliği

Nolur.... nolur...

Senin hiç bir suçun yok.

Tek suçlu...

Tek suçlu...

Yeteri kadar kurgulanmamış örgütsel yaşayışımız.

Hi... hi... hi...

Hi... hi... hi...

Aşk bacayı sarmış... aşk bacayı sarmış...

İşin uzun hava lo, lo'su  da bitmiş, geriye de kısa havası  le, le'si kalmış.

Zaten belliydi de uzun zamandır beraber...

Yazık kız...

Eksik kız...

Her  ne kadar da....

devrimci ve proleter saflarda imamoğlu chp'ciliğinin fiileşmesi pastasın da...

pay alan tip'lilerin, dem'lilerin... ardında...

bize de yok mu... bize de yok mu... diyen büyük aşkının...

durup dururkende neden oylar imamoğlu'na dediğinin sorusunu da kendi kendine soramasa da...

burjuva hareketlerin kahramanlıklarla dolu "adlar"  tarihine sahip olmak istediklerinde habersiz kız... habersiz.

Umut işte kız... umut...

Yeni  demokrasi'nin verebileceği her şeyi kendisininde...

Umut o kadar melun o kadar da kötü bir şeydir ki her gün ve her gün yaklaşan veyahut da gerekçeleşen  emarelerini görmediğiniz de...

Hemi... hemi...

Sorun....

bir azınlık, bir proletarya, bir  lgbt... için...

azınlık, proletarya, lgbt...  düşmanı...  

jakoben kemalistlerin; tkp'lilerin, kesk'lilerin, disk'lilerin....

thpk'cilerin neler ifade ettiğini...

 

bu tür yapıların içerisindeki iyi insanlar yapılarının davranışlarını, asgari olarakta olsa da, düzeltmedikçe de...

bu yapılarla da dost olamayacaklarını...

hiç düşünmeden....

bu tür  yapıları demokratik mücadelelerin özneleri, asli unsurları olarakta görmeleri de değil ki

Veyahut  da...

Zamanında emperyalizm sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken ...

Sonra da çıkıpta emperyalizm sosyo ekonomik yapıyı değiştirir demeleri de değil.

Veyahut da...

gelişen kapitalizmi  ruhunda hissederek paris komüni'nin yenilmesine yol açan...

biz yoksul, perşan, aç susuz proletaryaların halini de görmeden....

esası, taliyi... sınıfsal çelişkileri ... ideolojileri...  falanı  filanı belirlemeleri de değil.

Veyahut da...

Şimdi ideolojilerini dünyanın her  yerinde ve kapitalizmin  her  evresinde  bulupta; ölümsüzleştirirlerken...

Zamanında da (1917 -1949 tarihinde) ideolojik farklılıklarını ortaya çıkaranın yaşadıkları sosyo ekonomik  yapı farklılıkları  içerisindeki  sadece ekonomik yapı farklılıklar olmadığını yaşadıkları sosyo yapı  farklılıkları da olduğunu ispatlayabilmek için kendilerini yırtmaları;

ideolojilerini de yaşanılan veya da yaşanılacak olan sosyo ekonomik yapılar  karşısında ölümleştirmeleri de değil.

Veyahut da....

Germe kendini  kız... germe... birazda gevşe...

Veyahut da....

Tüm  bu politikalarını, değişimlerini, disiplinsizliklerini... yerine getirirken...

biz proletaryalara da yaşattıklarıyla...

bir  çaylarını dahil  paylaşamaz hale biz proletaryaları  getirmeleriyle de.... değil

Dayandıkları... demokratik mücadalelerin "tek" özneleri olarak da gördükleri...

dar proletarya tabanlı yapılarla da ideolojileriyle de toplumda ve saflarda yol açtıkları kendiliğindencelik beklentisiyle de....

aşırı derecede bolşevizm zehirlenmesi...

-ne de maruz kalmaları da değil

Altmış, yetmiş, seksen, doksan....

sorun üstatların yazdıklarında da değil...

Asıl sorun...

en ufak...  en ufak...  dergiyi  bile kendimize yakın görmediğimiz insanlardan  başka kimseye ulaştırmayız dedikten sonra baktıkları aynalarda çıkıp aralarında dolaşan burjuvaları, reviyonistleri.... tasfiyecileri... de beğenmemeleri, kabul etmemeleri...

nereden  de çıktılar böyle.... demeleri...

Leylekler getirdi kız... leylekler...

4167

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -2-

Son yıllarda, emperyalist savaş tehlikesinin zemininin güçlenmesine paralel, dünya genelinde ırkçı hareketlerin ve partilerin dikkat çekici boyutta güçlendiğine vurgu yapmış, bu yükselişin, sadece belirli demografik gruplarla sınırlı kalmadığını, kadınları da içine aldığını gördüğümüzü ifade etmiştik.

Peki, kadınlar neden bu tür hareketlere katılıyor? Bu sorunun yanıtı, birçok faktörün karmaşık bir birleşiminde yatıyor.

Faşizmin Yüzünü Örten Çirkin Bir Maske (Nubar Ozanyan)

İttihatçı Türk kompradorları, ekonomik-mali-siyasal krizden bir türlü kurtulamıyor. Faşizmi maskeleyen kaba uydurma parlamentoyla bile ülkeyi yönetemiyor. Zorbalık her taraftan fışkırıyor. Kötülük ve çirkinlik her yerde bütün utancıyla görülüyor. Dağda, köyde, sokakta Kürt ve emekçi kanı dökmekten çekinmeyenler dünyanın gözü ve kulağının üzerinde olduğu parlamentoda bile Kürt kadın parlamenterin kanını dökmekten çekinmiyor. Zorbalık, pervasızlık, yasa, hukuk tanımamazlık ayyuka çıkmış, had safhaya ulaşmıştır.

Emperyalist haydutlar, 3.Dünya savaşı hazırlıklarını yoğunlaştırmakla meşgul…

Bazı sol-sosyalist ve kendilerini komünist addeden kesimler hâlâ (evet, hâlâ) bir 3. Dünya Savaşı çıkacak mı çıkmayacak mı ve keza “süreci belirleyen esas etmen savaş mı devrim mi?” ikilemi girdabında, adeta miskince bir fikirsel jimnastik rehavetiyle, sorunu ele almaya devam ede dursunlar; fakat süreç, maalesef ki hem de çok hızlı bir şekilde, o istenmeyen malûm sona doğru ilerliyor. 

Fakir (Nubar Ozanyan)

Yaşamı boyunca hep yokluk ve fakirlik içinde yaşadı. Bundandır ki arkadaşları ona “Fakir’’ dedi. Ne zaman biraz dünya nimetlerine yakın olan olanaklara sahip olsa o yine fakir yaşamından ayrılmadı. Yaşamı fakir, bilinç ve yüreği zengin olan Nubar Ozanyan en alttakilerin, yoksulların, mazlumların yoldaşı olmaktan bir an olsun geri durmadı.

Servet Vergisi ve Sermayenin Olmayan Vijdanı

Bugünlerde de toplumsal eşitsizlik sermayenin birikimine ve merkezileşmesine koşut olarak artınca, zenginlerden servet vergisi alınmasını dilendirenlerde çoğalmaya başladı.[1] Servet vergisi, toplumsal servetin  belli ellerde birikmesinden bu yana ara sıra gündeme getiriliyor. Zaman zaman kısmen de uygulanmıştır. Örneğin savaş dönemlerinde vb. Yine ABD'de, 1960'larda 400 zenginden %53 oranında vergi alınmıştır.

Inger Nubar Can, Hewal Nubar, Nubar Yoldaş’a!

Halen pek çoğumuzun inanmak istemediği Nubar Ozanyan’ın ölümsüzleşmesinin 7. yılında, onu bir kez daha saygı ve sevgi ile anarken, şehadetinin yıldönümünde onu anlatmak da bizim için en zor yazılardan olacaktır.

Rusya / Ukrayna Savaşında Yeni Bir Aşama

Savaşın Rus topraklarına doğru genişlemesi Ukrayna'daki savaşın yeni bir aşamaya geçmesi anlamına geliyor.

6 Ağustos Salı gününden bu yana Ukrayna birlikleri Rusya sınırını geçerek Rusya'daki savaşta yeni bir cephe açtı. En az üç Ukrayna tugayı ve çeşitli taburlar savaşa dahil oldu ve ilerleme Rus topraklarının yaklaşık 30 kilometre içine kadar ulaştı. Bu, savaşın yeni bir aşamasının başlangıcına ve dünya savaşı tehdidinin önemli ölçüde yoğunlaşmasına işaret ediyor.

İKTİDARIN BÜYÜK YALANI: “HİÇ KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMIYORUZ.”

Genel olarak tüm siyasal İslamcıların, ama özel olarak da İslamo-faşist Erdoğan ve iktidarının, başvurduğu en kullanışlı “idare etme” araçlarının ilk sırasında hiç kuşkusuz ki dinlerince de serbest sayılan takiyedir. Yani amaçlananı gerçekleştirebilmek için, gözünü dahi kırpmadan YALAN SÖYLEMEKTİR. 

Türkiye „Yarı-Sömürge“ Bir Ülke Mi? Emperyalizm Üzerine Notlar-4

Sömürge-Yarı-SömürgecilikÜzerine

Belliki sol-sosyalist eski nostaljik söylemlerin tekrarı bugün artık kitlelerde herhangi bir karşılık bulmuyor!

Geçenlerde, “dini bütün” olarak tabir edilen kesimlerden bir ahbabımla, “ne olacak bu memleketin hali” kıvamında sohbetteyken, şöylesi bir cümle kurmuştu: “Abi benim anlamadığım, bunca açlık, yoksulluk, işsizlik ve zulüm varken, yani koşullar aslında tam da siz devrimci solcuların kolayca taban bulmanıza ve kitleleri harekete geçirmenize ve hatta devrim bile yapmanıza bunca uygunken; bu derece atıl ve etkisiz olmanız, sence normal mi?”

KADINLARIN BİRLİĞİ | Kadınların Irkçı Hareketlere Katılımı: Karmaşık ve Çok Boyutlu Bir Gerçeklik -1-

Emperyalistler arası çelişkiler derinleştikçe, ekonomik kriz ağırlaştıkça vb. bu sistemin sarıldığı en temel dayanaklardan birinin ırkçılık-faşizm olduğunu biliyoruz. Zira bunun, sistemin alametifarikalarından biri olduğunu birçok -acı- deneyimiyle elbette biliyoruz. Şu anda yine tam da böyle zamanlardan geçtiğimizi söylüyoruz. Bu tehlikeye dair önlemler almaktan bahsediyoruz, özellikle Avrupa’da ırkçı partilerin yükselişini izlerken, Avrupa Parlamentosu’ndan çeşitli Avrupa ülkelerinin kendi seçimlerine odaklarımızı çeviriyoruz vs.

Sayfalar