Cumartesi Mart 1, 2025

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...

"Sol Kal Sol Yaşa"

Sol tatile  gitmişken...

Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır  saldırılara maruz kalıyorken...

seçimlerle  siyaset yapmak istiyen  devrimcilerde proletaryaların her geçen  gün ağırlaşarak hissettiği  solcusuzluğa  karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...

fırsatta buyken... fırsatta buyken... 

yazın gitsin kız... yazın gitsin...

abrüst... falan filan...

sanat da diyin gitsin.

insana, masumiyete saygılı olan herkese...

sınırsız çay...

sınırsız örgütlenme...

Yeni demokrasi  köstekçiliği

Nolur.... nolur...

Senin hiç bir suçun yok.

Tek suçlu...

Tek suçlu...

Yeteri kadar kurgulanmamış örgütsel yaşayışımız.

Hi... hi... hi...

Hi... hi... hi...

Aşk bacayı sarmış... aşk bacayı sarmış...

İşin uzun hava lo, lo'su  da bitmiş, geriye de kısa havası  le, le'si kalmış.

Zaten belliydi de uzun zamandır beraber...

Yazık kız...

Eksik kız...

Her  ne kadar da....

devrimci ve proleter saflarda imamoğlu chp'ciliğinin fiileşmesi pastasın da...

pay alan tip'lilerin, dem'lilerin... ardında...

bize de yok mu... bize de yok mu... diyen büyük aşkının...

durup dururkende neden oylar imamoğlu'na dediğinin sorusunu da kendi kendine soramasa da...

burjuva hareketlerin kahramanlıklarla dolu "adlar"  tarihine sahip olmak istediklerinde habersiz kız... habersiz.

Umut işte kız... umut...

Yeni  demokrasi'nin verebileceği her şeyi kendisininde...

Umut o kadar melun o kadar da kötü bir şeydir ki her gün ve her gün yaklaşan veyahut da gerekçeleşen  emarelerini görmediğiniz de...

Hemi... hemi...

Sorun....

bir azınlık, bir proletarya, bir  lgbt... için...

azınlık, proletarya, lgbt...  düşmanı...  

jakoben kemalistlerin; tkp'lilerin, kesk'lilerin, disk'lilerin....

thpk'cilerin neler ifade ettiğini...

 

bu tür yapıların içerisindeki iyi insanlar yapılarının davranışlarını, asgari olarakta olsa da, düzeltmedikçe de...

bu yapılarla da dost olamayacaklarını...

hiç düşünmeden....

bu tür  yapıları demokratik mücadelelerin özneleri, asli unsurları olarakta görmeleri de değil ki

Veyahut  da...

Zamanında emperyalizm sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken ...

Sonra da çıkıpta emperyalizm sosyo ekonomik yapıyı değiştirir demeleri de değil.

Veyahut da...

gelişen kapitalizmi  ruhunda hissederek paris komüni'nin yenilmesine yol açan...

biz yoksul, perşan, aç susuz proletaryaların halini de görmeden....

esası, taliyi... sınıfsal çelişkileri ... ideolojileri...  falanı  filanı belirlemeleri de değil.

Veyahut da...

Şimdi ideolojilerini dünyanın her  yerinde ve kapitalizmin  her  evresinde  bulupta; ölümsüzleştirirlerken...

Zamanında da (1917 -1949 tarihinde) ideolojik farklılıklarını ortaya çıkaranın yaşadıkları sosyo ekonomik  yapı farklılıkları  içerisindeki  sadece ekonomik yapı farklılıklar olmadığını yaşadıkları sosyo yapı  farklılıkları da olduğunu ispatlayabilmek için kendilerini yırtmaları;

ideolojilerini de yaşanılan veya da yaşanılacak olan sosyo ekonomik yapılar  karşısında ölümleştirmeleri de değil.

Veyahut da....

Germe kendini  kız... germe... birazda gevşe...

Veyahut da....

Tüm  bu politikalarını, değişimlerini, disiplinsizliklerini... yerine getirirken...

biz proletaryalara da yaşattıklarıyla...

bir  çaylarını dahil  paylaşamaz hale biz proletaryaları  getirmeleriyle de.... değil

Dayandıkları... demokratik mücadalelerin "tek" özneleri olarak da gördükleri...

dar proletarya tabanlı yapılarla da ideolojileriyle de toplumda ve saflarda yol açtıkları kendiliğindencelik beklentisiyle de....

aşırı derecede bolşevizm zehirlenmesi...

-ne de maruz kalmaları da değil

Altmış, yetmiş, seksen, doksan....

sorun üstatların yazdıklarında da değil...

Asıl sorun...

en ufak...  en ufak...  dergiyi  bile kendimize yakın görmediğimiz insanlardan  başka kimseye ulaştırmayız dedikten sonra baktıkları aynalarda çıkıp aralarında dolaşan burjuvaları, reviyonistleri.... tasfiyecileri... de beğenmemeleri, kabul etmemeleri...

nereden  de çıktılar böyle.... demeleri...

Leylekler getirdi kız... leylekler...

4550

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Sayfalar