Ankara barış yürüyüşü kana bulandı!

Վայրագություններւմեղավորըթուրքւայւհանրապետություննէ !
Katliamın sorumlusu TC devletidir!
Ankara barış yürüyüşü kana bulandı!
Անկարայւխաղաղցույցըվերածվեցարյունահեղության !
100'e yakın kişinin öldüğü, 500'e yakın kişinin ağır yaralandığı, Ankara katliamı, 1 Mayıs'lardan, Roboski'den... Sonra işlenen en büyük katliam ve kara gün olarak şimdiden işçi sınıfının mücadele tarihine geçti.
7 Haziran 2015 seçimlerinde, 13 yıllık iktidarı sarsılan ve ağır bir yenilgi alan recep tayıp Erdoğan ve AKP iktidarı, 400 milletvekili çıkaramamanın faturasını çeşitli milliyetlerden Türkiye halkı ve Kürt ulusunu cezalandırmak istemiş, eşi benzeri görülmemiş şekilde saldırıya geçmiştir.
İktidarı kaybetme ve yargılanma korkusu içerisinde fütursuzca tüm muhalif kesimlere azgınca saldırıya geçmiştir. Aydın, yazar, gazeteci, işadamı kendisinden olmayan herkes ''düşman'' kategorisinde görülmüştür.
Türkiye'nin en tanınmış ve bir dönem kendisine destek veren gazetecileri dövülmüş, gazete binaları çeteler tarafından basılarak linç edilmişlerdir.
Kürdistan'ın birçok ilinde ilan edilmemiş sıkıyönetim yaşanmaktadır. Şırnak, Cizre, Nusaybin, Diyarbakır, Silopi’de sokağa çıkma yasakları kanunsuzca, keyfice haftalarca sürmekte, seçimi kazanamamanın cezasını çektirmektedir.
Faşist uygulamalardan en çok etkilenen yaşlı, hasta, çocuk ve kadınlar olarak görülmektedir. Jitem elemanları gözünü kırpmadan çocukları infaz etmişlerdir. En çok çocuk ölümlerinin yaşandığı iktidara tanık olmaktayız.
İnfaz edilen kadın gerillaların cesetlerini çıplak vaziyette fotoğraflarını çekerek internet sayfalarında yayınlayan Jitem elemanları alçaklıkta sınır tanımaz olmuşlardır.
Yaralı yakalanan gençleri infaz edip boynundan ipe bağlayıp araba ile çeken bir devlet örgütlemesinin vahşi uygulamalarına tanık olmaktayız…
Jitem elemanlarının infaz ettiği çocuğunu mezara gömme fırsatı vermediği için koynunda oğlunu saklayan, cenazesini toprağa gömmesine müsaade etmeyip, zorunlu olarak dondurucuda saklayan Kürt analarının çektikleri acılara tanık olduk.
Anaların yas tutmasına müsaade edilmedi. Cizre'de günlerce sokağa çıkma yasağına karşı direnen halka ''hepiniz Ermeni’siniz'' diyerek aynı Ermenilere uygulanan soykırım yüz yıl sonra bir daha tekrarlandı. Yaşanılan bu korkunç manzaranın devamı olarak Ankara katliamı örgütlendi ve uygulandı.
Barışa, bomba ve katliam!
DİSK, KESK ve TTB'nin düzenlediği ''emek-barış demokrasi'' yürüyüşüne devlet ''canlı bombaları'' patlatarak katliam serilerini devam ettirmiştir.
Devlet terörünü gizlemek için sorumlu olarak HDP halk güçlerini göstermiştir. Oysa biz bu yalanları daha önce Suruç, Diyarbakır katliamlarından failleri tanıyor ve biliyoruz. Faili Türkiye cumhuriyeti devletidir. Recep Tayip Erdoğan ve İŞID işbirliği ile
Organize edilen bu katliam halkımız üzerinde onarılması çok zor ve ağır yaralar açmıştır. Alçaklıkta sınır tanımayan devlet ölümlerin daha fazla olması için ambulanslardan önce polisi kitlenin üzerine göndererek gaz sıkmış vahşi yüzünü sergilemiştir. Katilleri bir yerde aramaya gerek yoktur. Katil, sarayın tepesine yerleşmiş olan hırsız recep tayip Erdoğandır.
Acımız derin yaralarımızı sarıp yeniden demokrasi, adalet, insan hakları ve sosyalizm mücadelesinde şehitlerimizin bize devrettiği mücadele bayrağını zafere kadar taçlandırmak ile ancak onları sahiplenmiş olunur. Katliamın sorumluları olan recep tayip Erdoğan ile ''sır küpü'' olarak bilinen mit müsteşarı hakan fidan halkımızın elinden kurtulamayacak, muhakkak yargılanacak, yaptıklarının hesabını vereceklerdir!
Halkımızın başı sağ olsun !
Ողորմւանցավորներին!
Ermeni devrimciler
Հայհեղափոխականներ

Agop Ekmekciyan
Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.
agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)
Son Haberler
Sayfalar

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....
"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."
Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.
İlemde bir partiye oy verecekseniz....
Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...
Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.
Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye
Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.
Ve ..

Kadınlar ve İşçiler
Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır
Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!
Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.
İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE
13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)
Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine
Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış
-Seçimleri Boykot-
Zavallı kılıçdaroğlu.
Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...
Aman neyse biz proletaryalara ne.
Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...
imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)
Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)
Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak
Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.
12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.