Pazar Mart 2, 2025

Kolektif Despotizme Hayır

Yok seçilebilmek için hiç bir partinin kendilerini işaret etmelerine gerek yok muş.

Yok muhafazakar kürtler hdp ye yüzünü dönmüş  

Yok bundan sonra hdp nin baraj sorunu yok muş.

 

Yok böyle bir şey kardeşim.

Bu halk Demirtaşın samimiyetine de güvenerek akp karşıtlığı nedeniyle hdp ye oy verdi.

 

Demirtaş ne yapıyor.

CHP seçim barajının düşürülmesinde tut daha başka yasa değişiklikleri teklifleri hazırladığını açıklarken..

Demirtaş ne yapıyor ?

 

Ne cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılması için kanun teklifleri hazırlandığının açıklamasını yapıyor ne de başka bir şey.

Helede ki koalisyon çalışmaları öncesi.

Peki bu halk için umut kırıklığı değil mi ?

Önder - lik tartışmaları.

Ula.. baba anarşist misiniz ?

Elbetteki bu halk eninde sonunda önder - likler - ortaya çıkaracaktır.

 

Amaa....

Lama cüme gerek yok.

Orada burada alınan kötü örneklere de.

Doğru politik kararlar alabileceğinize inanıyorsanız...

Bizde .............  halkta  halkta niye önderleştirme geleneği yok.

 

Haa...

Bu demek değildir ki  halkta  önder - likler -  yok.

Böyle söylemekte tabiatın doğasına aykırı.

Siz isteseniz de istemesiniz de metanın kapitalist anlamda değişiminden bu yana toplumsal yapıda hiyerarşik bir örgütlenme vardır ve metanın kapitalist anlamda değişimi orta da kalkana kadar da var olacaktır.

 

Ee... öyleyse...

Fazla uzağa gitmeye gerek yok..

Siz  seçim çalışmalarında ön plana çıkarılan -lar -  gördünüz mü ?

Ve yahutta Rojava ya gidenlere önderlik eden insanın isminin toplumun hafızasında kazınacak şekilde çaba sarf edildiğine tanık oldunuz mu ?

 

Avrupada - kiler de -  işler böyle mi yürüyor ?

İsim telaffuz ediyorlar isim....

TL den değerli paraların gözü kör olsun.

Peki yaşamın her alanı mı böyle ?

Yaşamın her alanında mı tuttuğunu koparan  önder  - likler - yok

 

Elbetteki hayır.

Elbetteki kolektif irade olmasa hiç bir önder - lik - ayakta duramaz.

İnanmıyorsanız...

Bağdat orada arşın burada gidin görün.

 

 

 

50941

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

“Devrimci Eylem Birliği” ve “Kaypakkayacı Güçlerin Birliği” Meselesi

Türk hakim sınıfları cumhuriyetlerinin ikinci yüzyılına hazırlanırken kendilerini yeniden örgütlüyorlar. Coğrafyamız komünist hareketinin önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed zindanında 18 Mayıs 1973 tarihinde katledilmesinin 50. yılında sınıf düşmanlarımız ikinci yüzyıllarına hazırlanıyor.

MLPD'nin Türkiye'deki seçim sonuçlarına ilişkin açık mektubu.

Sol ittifak için önemli bir başarı

MAHŞERİN DÖRT ATLISI: BOLSONARO, TRUMP, ORBÁN, ERDOĞAN[*]

 

“Faşizm tarihte statik ya da sabit bir moment değildir ve

aldığı biçimlerin daha önceki tarihsel modelleri taklit etmesi gerekmez.

O, bir dizi ‘devindirici tutku’yla tanımlanan bir siyasal davranış biçimidir.

Bunlar arasında demokrasiye açık saldırı, güçlü adam özlemi,

insan zaaflarına duyulan nefret, aşırı erillik takıntısı,

saldırgan militarizm, ulusal büyüklük iddiası, kadınlara… aydınlara yönelik küçümseme…

MLPD Merkez Komitesi'nin basın açıklaması:

Alman Federal Yüksek Mahkeme'sinin (BGH),  'Münih Komünist Davası'nda temyiz başvurusunu reddetmesi üzerine, MLPD Merkez Komitesi kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Faşist Diktatörlük Örgütlü Yığınların Gücüyle Yıkılır

14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçları üzerinde tartışmak tüm ilerici-devrimci ve anti-faşist güçlerin görevidir.

Çünkü bu sonuçları ortaya çıkaran nedenler doğru analiz edilmezse, geniş yığınların beyinlerini uyuşturan, düşünüş ve hareket tarzını sakatlayan gericiliğe, ırkçılığa-faşizme, cinsiyetçiliğe karşı mücadelede doğru politikalar belirlenemez.

Elbette ki bu geniş bir konu ve bu makalenin kapsamını aşar. Dolayısıyla burada bazı ana noktalar üzerinde duracağız. Ve işe, araştırmaya dayalı bazı gerçeklere işaret ederek başlayacağız.

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" (Tamer Dursun)

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

Yoldaş, can, heval, dost, arkadaş, tanıdık...

Yok.

Olmadı.

Bize Cesur İnsanlar Lazım

"Kurtuluş belki de senin gökyüzünü çizdiğin resimlerdir."

Ah cancağızım... vay cancağızım...

Antalya'ya gider sınırı gümrüksüz geçen metalarla fontiye durursun.

Dersim'e gidince de sınırı gümrüksüz geçen metaların nohut üretimini bitirdiğini öne sürerek içki şişelerini...

Fontiye duranların kafasında patlatırsın.

Sıra, korku politik bir davranış olduğundan üretince... öpülmekten... korkar hale getirilen dudakların tüm yaşadıklarını sosyo - ekonomik yapı içerisinde adlandırmasına gelince de....

Ah cancağızım... vay cancağızım...

İnan...

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sayfalar