Salı Mart 4, 2025

Nubar Ozanyan’ın devrimci düşünceyle tanıştığı gençlik yılları

Nubar Ozanyan 16 Ağustos 2017 tarihinde Rojava’da şehit düşerek TKP/ML’nin şehitler mertebesine ulaştı. Cenazesi Kamışlı’da Ermeni Kilisesi’nden kaldırıldığında Ermenilerle beraber, Rojava halkından geniş bir kitle katlımı oldu.

Daha sonra cenaze Derik’te kalabalık bir halk katılımıyla defnedildi. Verdiği mücadeleyle Rojava halkının bağrında derin izler bırakan Ozanyan’ın cenazesine geniş kitle yığınları, PYD temsilcileri, yoldaşları ve diğer siper yoldaşları aktif ve görkemli bir katılım gösterdiler. Ve Nubar Ozanyan’ı şehitler kervanına uğurladılar...

 Nubar Ozanyan Yozgat’ta doğdu. Küçük yaşlarda annesini kaybeder ve İstanbul’a götürülür. Nubar daha küçük yaşlarda aile efradından kopuk bir yaşam içerisinde yer alır. Bunun sonucu İlkokulu Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’nde okur. Daha sonra ortaokulu Ermeni Surp Haç Lisesi’nde tamamlar. Nubar’ın daha gençlik arifesinde oluşan kişiliğinde haksızlığa ve baskıya karşı tavır alma, yardıma ve desteğe ihtiyaç duyanın yanında yer alma, destek sunma karakteri gelişir. Böylesi bir kişiliğin oluştuğu Nubar’ın yaşamında bu yönü giderek öne çıkar.

 Öyle ki okuduğu Ermeni okulunun bahçesinde resmi olarak Türk bayrağının kuleye çekilmesine tahammül edemez. Asılan bayrağın Ermenilere yapılan baskının sonucu zoraki asıldığı hissine kapılır. Bunun sonucu bir gün kuleye tırmanarak bayrağı aşağı indirir... Okul idaresi bayrağı tekrar takar.

Bir başka gün, Milli Eğitim’e bağlı müfettişler okula denetime geldiklerinde o, kravatını çıkarır ve tepkisini bir başka şekilde yansıtır. Sık sık Ermenice dışında diğer derslerin niçin Türkçe verildiğini dile getirir... Ayrıca hayatını paylaştığı yatılı okulda arkadaşları arasında oluşan çelişkilerde kendince haklı olanın yanında yer alır...

Takındığı bu tutum ve tavırlar yaşının henüz gençken girmediği ortaokuldaki döneme tekabül eder... Ortaokuldan sonra spor faaliyetlerine ağırlık verir. Halter ve vücut geliştirme sporuyla ilgilenen Nubar yoldaş, hızla bu spor dallarında kendisini geliştirir. Diğer taraftan devrimci düşüncelerle tanışır. Ve giderek kendisinde bu devrimci düşünceleri geliştirir.

Armenak Bakır’ın TC devletine karşı verdiği mücadele onu etkiler. Başta Hürriyet, Tercüman, Son Havadis olmak üzere dönemin gerici Türk basınının Armenak Bakır’ı Ermeni kimliğiyle manşetlerine alarak gerici kamuoyu nezdinde “teşhir” etme girişimi, Nubar şahsında ters etki yaratır.

Mevcut devletin ve düzenin gerçek yüzünü daha iyi görür ve tanıştığı TKP/ML’nin ideolojik-politik hattıyla kendisini donatır. Tüm bu gelişmeler Nubar’ı karşıt kutupların çatıştığı çetrefilli bir sürece de sokar. Nubar, uğraştığı halter ve vücut geliştirme spor dallarında kendisini iyice geliştirir. Bunun sonucu halter milli takımına çağrılır.

Çağrıldığı kampta Bulgaristan Türklerinden Naim Süleymanoğlu da vardır. Antrenmanlarda aynı kilodan olan Naim Süleymanoğlu’ndan daha ağır halter kaldırır.

Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.

Nubar’ın bu üstünlüğü resmi yetkililerce kabul edilmez. Nasıl olur da, bir Ermeni dünya çapındaki bir Türk halterciden daha ağır kaldırarak TC devletini temsil eder!..

Türk-İslam Sentezi doktriniyle inşa edilmiş devletin resmi yetkilileri Nubar Ozanyan’ın, Naim Süleymanoğlu yerine TC devletini temsil etmesini kabullenemezler! Böylesi bir şizofreni sonucu Nubar Ozanyan halter milli takımına alınmaz. Aslında Nubar da bir çelişkiyi yaşayarak daha iyi anlar. Ermeni soykırımı yapmış ve Ermenilerin varlığını bir türlü kabullenemeyen faşist bir devleti temsil etmek Nubar için de kolay olmamıştır. 12 Eylül darbesi sonrası her türlü baskı ve şovenizmin uç boyutlara tırmandığı koşullarda Nubar gerçek durumu daha iyi görmüştür...

Nubar Ozanyan vücut geliştirme sporuyla da uğraşmıştır. O dönemler vücut geliştirme sporu amatör bir daldır. Dolayısıyla yarışmalara TC adına katılım amatör dalda olur. Yarışmadan doğrudan dışlanmaz. Fransa’da yapılan yarışmaya katılır. Dünya üçüncüsü olur. Ama yarışma sonrası göndere çekilen bayrak ve temsil ettiği devlet TC adına olur.

Benzeri duyguları tekrar yaşayan Nubar Yalımyan geldiği vücut geliştirme kafilesinden ayrılır ve Fransa’da iltica talebinde bulunur... Artık Nubar Ozanyan yer aldığı hareketin saflarında kendisini daha geliştirir. O minvalde aktif olarak yer alır...

Bunun sonucu aktif olarak yer aldığı TKP/ML saflarında parti üyesi olarak profesyonel faaliyet yürütür. Nubar Ozanyan Filistin’deki mücadele saflarında yer alır. Sonrasında Türkiye’de ve Karabağ’da verilen mücadeleye katılır. Nubar en son aynı güzergahta yer aldığı yoldaşlarıyla birlikte Rojava’da verilen haklı ve meşru mücadele içerisinde onurla yer alır...

Bunun sonucu şehitlik mertebesine ulaşır. Taşıdığı bayrağı yoldaşlarına devreder...

Nubar Ozanyan profesyonel olarak enternasyonal mevzilerde yer alır! Nubar, TKP/ML saflarında aktif olarak yer alır. Programına, stratejik hattına ve devrim güzergahına inandığı parti içerisinde giderek kendisini geliştirir. İnandığı parti saflarında daha aktif ve daha profesyonel mertebede mücadele yürütür. Bunun sonucu her geçen gün daha aktif yer aldığı partiye üyelik için başvuruda bulunur. Yoldaşın başvurusu kabul edilir ve Nubar yoldaş parti üyesi olur.

O artık kendisini partiye adamıştır. Devrim programına inandığı hareketin mücadelesinde daha aktif ve daha üst mertebede yer alan yoldaş Ozanyan, 1989-1991 yıllarında Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.

Verilen mücadeleye aktif olarak katılır. Toprakları ilhak edilen bir ulusun verdiği haklı ve meşru mücadelede bir komünist olarak savaşır. Nubar yoldaş; diğer taraftan edindiği savaş bilgilerini safları içerisinde yer aldığı hareket içerisindeki yoldaşlarına aktarır. Bunun sonucu Filistin’de açılan parti denetimindeki askeri kampa katılan taraftarların askeri eğitiminde aktif yer alır.

Kampa katılan parti taraftarlarını askeri olarak eğitir ve donatır. Böylece Halk Savaşı askeri stratejisini savunan bir partinin askeri komutanı olarak üstlendiği görevi belirlenen süre içerisinde layıkıyla yerine getirir. Bunun sonucu onlarca yoldaşın aktif eğitiminde emeği geçer. Daha sonra Türkiye’ye çağrılır.

Belli bir süre Türkiye’de kalan yoldaş, verilen görev sonucu Karabağ’a gider.

 Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır.

Karabağ’da oluşan sorun nedeniyle Ermeniler ve Azerbaycan arasında savaş çıkmıştır. Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde yer almasına karşın nüfusun dörtte üçünü Ermenilerin oluşturması sonucu sosyalizm döneminde Karabağ’a özerklik verilmiştir.

Ancak verilen özerklik 1991 sonrası Azerbaycan tarafından kaldırılıp, Karabağ Ermenileri zoraki göçe zorlanır. Bunun üzerine Ermeniler bu kararı kabul etmezler. Ve Azerbaycan devletine karşı savaşırlar. Nubar da bu savaş içerisinde aktif olarak yer alır.

Nubar’ı bu savaş içerisinde yer aldıran neden TC Devletinin desteğindeki Azerbaycan devletinin çoğunluğu oluşturan Ermenilerin topraklarından zoraki tehcire tabi tutulmak istenmesidir. Nubar yer aldığı askeri mücadeleler içerisinde giderek askeri vasıflarını, yeteneklerini, donanımlarını geliştirir.

Ancak bir komünist olan yoldaş, askeri mücadeleyi ve edindiği askeri bilgi birikimini inandığı ideolojik-politik hattan kopuk almaz. Tersine kendisini siyasi olarak da geliştirir. Okur, araştırır ve siyasi birikimini giderek artırır. Sosyal pratiğini yönlendiren ideolojik-politik hattını daha geliştirir. Ermeni sorunuyla ilgili Ermeniceden Türkçeye çeviriler yapar.

Çeşitli makale yazıları yayınlar. Hatta askeri konularda araştırma taslakları hazırlayıp bunları genişletilmiş şekilde yayınlamayı bile düşünüyordu. Nubar yoldaş kararlı ve inatçıdır. Kendisini daha geliştirmek istemiştir. Bunun sonucudur ki devamlı saflarında yer aldığı hareketin daha ileri mevzilerinde yer almak istemiştir.

Yoldaş Nubar, Rojava’da verilen savaş içerisinde bu minvalde yerini almıştır. TC, Arap devletleri ve emperyalist güçlerin yer aldığı DAİŞ vb. gerici güruhların saldırısına karşı Rojava halkının verdiği mücadelede aktif olarak onların saflarında yer almıştır.

Nubar yoldaş bu gücü mücadelesine kumanda eden partisinin ideolojik-politik hattından almıştır. Rojava halkına yönelik saldırıda yoldaş yer aldığı partisinin doktrini ile kendisini kuşatmıştır.

Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır. Tersine o inançla kendisini daha güçlendirmiştir. Nitekim içten tasfiyeci, hizipçi, benmerkezci güruhun içten saldırısına göğüs germiştir.

Kendisini partinin inancıyla daha donatarak dışta karşı devrime karşı savaşan Ozanyan yoldaş, aynı zamanda partisi içindeki gelişmelerde de yanlışa karşı net ve kararlı duruş sergilemiştir. Onu bir kez daha selamlıyoruz! Onun devrettiği bayrağı yoldaşları devralacak ve izinden gidecektir!

 Ve eninde sonunda onun ve tüm parti şehitlerinin devrettiği kızıl bayrak karşı devrimin burçlarına dikilecektir!

Bundan kimsenin kuşkusu olmasın! Bu inançla şehit düşen Nubar Ozanyan’ı bir kez daha anıyoruz! (Bir yoldaşı) 

46394

Fransa’da El Freni Çekildi! İşe Yarar Mı?

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede 720 sandalyeli Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri, 6-9 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Almanya, İtalya ve Fransa’da aşırı sağ olarak tanımlanan faşist hareket ciddi anlamda sandalye sayısına ulaştı. Böylelikle merkez sağla birlikte faşist hareket AP’deki en büyük grup olarak yerini korudu.

Seçimlerin yankısı ve sonuçları ciddi anlamda tartışmaları doğurdu. AP’ye Almanya’dan sonra sağcılar adına en fazla vekil gönderen Fransa, tartışmaların girdabından çıkıp erken seçim hamlesi ile sarsıntıyı giderme yoluna gitti.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (3)

Devrimci siyasal mücadelenin genel olarak nesnel zemini, sosyal devrimleri de olanaklı kılan nesnel zemin ile, aslında ortak paydalara sahiptir. Emperyalist- kapitalist barbarlığın hüküm sürdüğü ve kendisinin doğrudan var ettiği her bir antagonist çelişme ve sorunların giderek daha bir keskinleşerek; ulusların, halkların ve doğanın yaşamını kâbusa çevirip, geleceklerini ciddi şekilde riske soktuğu şu süreçte, gerek özel olarak Türkiye ve K.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (2)

Somut özgülün realitesi içerisinde devrimci siyasal mücadelenin etkili ve sonuç alıcı kazanımlara dönüşerek yürütülebilmesi için gerekli olan bir diğer öncelikli koşul ise; elbette ki bu mücadelenin, küresel ve yerel zeminde, toplum gündemini doğrudan ilgilendiren ve de ilgilendirecek olan sorunlar üzerinden ele alınarak yürütülmesidir.

Halkların İhanetçilerden Çektiği (Nubar Ozanyan)

Zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışırken karanlığın sadece gece gelmediği, güneşin altında da gelip halkları bulduğu katliamlar birçok halkı nefessiz bırakmaya çalışmıştır. 1915 Ermeni Soykırımı boyunca başta Asuri, Süryani, Pontus halkı olmak üzere Êzîdî ve Kürt halkı da büyük trajediler yaşamıştır. Bugün Türk faşizmi eliyle Başûr Kurdistan’ında gerçekleşen işgal ve ilhak saldırılarında Kürt halkıyla birlikte Asuri-Süryani halkı da tanımsız acılar yaşamaktadır.

Türkiye’de Ermeni bir devrimci militan: Haldun Karyol (MEHMET GÜNEŞ)

Haldun Karyol, asıl adıyla Harutyan Karyolacıyan, kadim dostum, 8 Temmuz günü aramızdan ayrıldı. Haldun bir Ermeni’ydi ama her şeyden önemlisi Türkiye’de yetişmiş, ender görülebilecek, kendine has eylemci bir devrimci militandı. Onu ender ve ebedi kılan hikayesini bilmek ve öğrenmek, bugün Türkiye’de devrim mücadelesine baş koymuş her militanın hakkı. O yüzden, Haldun’u yakından tanıyan biri olarak, onu anlatmayı devrimci bir görev olarak üstleniyorum.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (1)

Nasıl ki genel siyasal mücadele ve siyaset ediş tarzı, küresel ve yerel bazdaki ekonomik, politik, eğitsel, askeri, kültür-sanatsal, çevresel-iklimsel, ezen-ezilen cins, inanç ve etnik sorunlar yekûnu olan toplumsal dinamikler zemini üzerinden kendisini var edip sürdürüyorsa; birebir aynı şekilde, devrimci siyasal mücadele ve siyaset ediş tarzı da aynı küresel ve yerel toplumsal dinamikler üzerinden kendisini var edip sürdürmesi gerekiyor. Normal ve de olması gerekendir bu.

Küçük bir damla ile fırtınayı başlatanlar (Nubar Ozanyan)

Aradan 12 yıl geçti. Etki gücü Ortadoğu’ya yayılan 12 yaşında genç bir devrim yaşıyor adına Rojava denilen topraklarda. Derin yoksulluk, bitmeyen zulümle terbiye edilip cehenneme çevrilen Ortadoğu’da Rojava, bir özgürlük adası gibi duruyor.

Türk Faşizmi EURO 2024’te Sahaya İndi

İki yılda bir Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) tarafından organize edilen Avrupa Futbol Şampiyonası, bu yıl EURO 2024 olarak Almanya’da düzenlendi.

Kapitalist Toplumsal Bir Kırılma ve Yeniden Tarihi Yeni Bir Toplumsal Süreç

Kapitalist emperyalist sistem, önceki bunalım ve çelişmelerinden farklı olarak,, kendisinin taşıyamayacağı ve çözemeyeceği sistem içi   yapısal ekonomik ve siyasal çelişmeler ile karşı karşıya kaldığı bir sürecin içine girmiştir. Bir taraftan yeni emperyalist ülkelerin ortaya çıkışıyla (ki, bu; kapitalizmin ala bildiğine gelişmesi, genişlemesi, üretimin ve sermayenin alabildiğine temerküzü ve de mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi sürecinin de ilerlediği anlamına gelir) kendini yeniden üretemez olan bir sürecin içine girmiştir.

Bunların neler olduğunu kısa olarak açalım:

Prof. Dr. Korkut Boratav CHP’den Sermaye Sınıfıyla Hesaplaşmasını İstiyor...

Marksist iktisat Profesörü Korkut Boratav, gazeteci İrfan Aktan’a verdiği mülakatta, sürece ilişkin gerçekten de çok değerli ve devrimci sol-sosyalist ve komünist politik öznelerce dikkate alınması gereken çok önemli siyasi ve iktisadi analizler yapıyor, saptamalarda bulunuyor. 

Örneğin kendisine sorulan şu soruya verdiği yanıtta olduğu gibi:

Yoksulların, alt sınıfların bu kadar derin bir kriz yaşadığı dönemde nasıl oluyor da ideolojik hegemonyayı yine de iktidar sağlayabiliyor ve buna karşı güçlü bir sol alternatif çıkmıyor?” (abç)

Yağma ve Talan Cumhuriyeti (Analiz)

Geçtiğimiz haftalarda Kayseri’deki pogrom girişimiyle başlayan ırkçı ve mülteci düşmanı saldırılar Antalya, Antep, Urfa, Hatay, Bursa, İstanbul gibi şehirlerde de kendisini göstererek göçmenlere ait işyerlerinin ve malların yağmalanmasına, yakılmasına ve çok sayıda göçmenin yaralanmasına, hatta Antalya’da göçmen bir gencin öldürülmesine neden olmuştur.

Bir çeşit günah keçisine dönüştürülen göçmenlere karşı yükselen bu dalga görünen o ki daha çok olaya ve şiddete gebe bir yerdedir.

Sayfalar