Nubar Ozanyan’ın devrimci düşünceyle tanıştığı gençlik yılları

Nubar Ozanyan 16 Ağustos 2017 tarihinde Rojava’da şehit düşerek TKP/ML’nin şehitler mertebesine ulaştı. Cenazesi Kamışlı’da Ermeni Kilisesi’nden kaldırıldığında Ermenilerle beraber, Rojava halkından geniş bir kitle katlımı oldu.
Daha sonra cenaze Derik’te kalabalık bir halk katılımıyla defnedildi. Verdiği mücadeleyle Rojava halkının bağrında derin izler bırakan Ozanyan’ın cenazesine geniş kitle yığınları, PYD temsilcileri, yoldaşları ve diğer siper yoldaşları aktif ve görkemli bir katılım gösterdiler. Ve Nubar Ozanyan’ı şehitler kervanına uğurladılar...
Nubar Ozanyan Yozgat’ta doğdu. Küçük yaşlarda annesini kaybeder ve İstanbul’a götürülür. Nubar daha küçük yaşlarda aile efradından kopuk bir yaşam içerisinde yer alır. Bunun sonucu İlkokulu Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’nde okur. Daha sonra ortaokulu Ermeni Surp Haç Lisesi’nde tamamlar. Nubar’ın daha gençlik arifesinde oluşan kişiliğinde haksızlığa ve baskıya karşı tavır alma, yardıma ve desteğe ihtiyaç duyanın yanında yer alma, destek sunma karakteri gelişir. Böylesi bir kişiliğin oluştuğu Nubar’ın yaşamında bu yönü giderek öne çıkar.
Öyle ki okuduğu Ermeni okulunun bahçesinde resmi olarak Türk bayrağının kuleye çekilmesine tahammül edemez. Asılan bayrağın Ermenilere yapılan baskının sonucu zoraki asıldığı hissine kapılır. Bunun sonucu bir gün kuleye tırmanarak bayrağı aşağı indirir... Okul idaresi bayrağı tekrar takar.
Bir başka gün, Milli Eğitim’e bağlı müfettişler okula denetime geldiklerinde o, kravatını çıkarır ve tepkisini bir başka şekilde yansıtır. Sık sık Ermenice dışında diğer derslerin niçin Türkçe verildiğini dile getirir... Ayrıca hayatını paylaştığı yatılı okulda arkadaşları arasında oluşan çelişkilerde kendince haklı olanın yanında yer alır...
Takındığı bu tutum ve tavırlar yaşının henüz gençken girmediği ortaokuldaki döneme tekabül eder... Ortaokuldan sonra spor faaliyetlerine ağırlık verir. Halter ve vücut geliştirme sporuyla ilgilenen Nubar yoldaş, hızla bu spor dallarında kendisini geliştirir. Diğer taraftan devrimci düşüncelerle tanışır. Ve giderek kendisinde bu devrimci düşünceleri geliştirir.
Armenak Bakır’ın TC devletine karşı verdiği mücadele onu etkiler. Başta Hürriyet, Tercüman, Son Havadis olmak üzere dönemin gerici Türk basınının Armenak Bakır’ı Ermeni kimliğiyle manşetlerine alarak gerici kamuoyu nezdinde “teşhir” etme girişimi, Nubar şahsında ters etki yaratır.
Mevcut devletin ve düzenin gerçek yüzünü daha iyi görür ve tanıştığı TKP/ML’nin ideolojik-politik hattıyla kendisini donatır. Tüm bu gelişmeler Nubar’ı karşıt kutupların çatıştığı çetrefilli bir sürece de sokar. Nubar, uğraştığı halter ve vücut geliştirme spor dallarında kendisini iyice geliştirir. Bunun sonucu halter milli takımına çağrılır.
Çağrıldığı kampta Bulgaristan Türklerinden Naim Süleymanoğlu da vardır. Antrenmanlarda aynı kilodan olan Naim Süleymanoğlu’ndan daha ağır halter kaldırır.
Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.
Nubar’ın bu üstünlüğü resmi yetkililerce kabul edilmez. Nasıl olur da, bir Ermeni dünya çapındaki bir Türk halterciden daha ağır kaldırarak TC devletini temsil eder!..
Türk-İslam Sentezi doktriniyle inşa edilmiş devletin resmi yetkilileri Nubar Ozanyan’ın, Naim Süleymanoğlu yerine TC devletini temsil etmesini kabullenemezler! Böylesi bir şizofreni sonucu Nubar Ozanyan halter milli takımına alınmaz. Aslında Nubar da bir çelişkiyi yaşayarak daha iyi anlar. Ermeni soykırımı yapmış ve Ermenilerin varlığını bir türlü kabullenemeyen faşist bir devleti temsil etmek Nubar için de kolay olmamıştır. 12 Eylül darbesi sonrası her türlü baskı ve şovenizmin uç boyutlara tırmandığı koşullarda Nubar gerçek durumu daha iyi görmüştür...
Nubar Ozanyan vücut geliştirme sporuyla da uğraşmıştır. O dönemler vücut geliştirme sporu amatör bir daldır. Dolayısıyla yarışmalara TC adına katılım amatör dalda olur. Yarışmadan doğrudan dışlanmaz. Fransa’da yapılan yarışmaya katılır. Dünya üçüncüsü olur. Ama yarışma sonrası göndere çekilen bayrak ve temsil ettiği devlet TC adına olur.
Benzeri duyguları tekrar yaşayan Nubar Yalımyan geldiği vücut geliştirme kafilesinden ayrılır ve Fransa’da iltica talebinde bulunur... Artık Nubar Ozanyan yer aldığı hareketin saflarında kendisini daha geliştirir. O minvalde aktif olarak yer alır...
Bunun sonucu aktif olarak yer aldığı TKP/ML saflarında parti üyesi olarak profesyonel faaliyet yürütür. Nubar Ozanyan Filistin’deki mücadele saflarında yer alır. Sonrasında Türkiye’de ve Karabağ’da verilen mücadeleye katılır. Nubar en son aynı güzergahta yer aldığı yoldaşlarıyla birlikte Rojava’da verilen haklı ve meşru mücadele içerisinde onurla yer alır...
Bunun sonucu şehitlik mertebesine ulaşır. Taşıdığı bayrağı yoldaşlarına devreder...
Nubar Ozanyan profesyonel olarak enternasyonal mevzilerde yer alır! Nubar, TKP/ML saflarında aktif olarak yer alır. Programına, stratejik hattına ve devrim güzergahına inandığı parti içerisinde giderek kendisini geliştirir. İnandığı parti saflarında daha aktif ve daha profesyonel mertebede mücadele yürütür. Bunun sonucu her geçen gün daha aktif yer aldığı partiye üyelik için başvuruda bulunur. Yoldaşın başvurusu kabul edilir ve Nubar yoldaş parti üyesi olur.
O artık kendisini partiye adamıştır. Devrim programına inandığı hareketin mücadelesinde daha aktif ve daha üst mertebede yer alan yoldaş Ozanyan, 1989-1991 yıllarında Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.
Verilen mücadeleye aktif olarak katılır. Toprakları ilhak edilen bir ulusun verdiği haklı ve meşru mücadelede bir komünist olarak savaşır. Nubar yoldaş; diğer taraftan edindiği savaş bilgilerini safları içerisinde yer aldığı hareket içerisindeki yoldaşlarına aktarır. Bunun sonucu Filistin’de açılan parti denetimindeki askeri kampa katılan taraftarların askeri eğitiminde aktif yer alır.
Kampa katılan parti taraftarlarını askeri olarak eğitir ve donatır. Böylece Halk Savaşı askeri stratejisini savunan bir partinin askeri komutanı olarak üstlendiği görevi belirlenen süre içerisinde layıkıyla yerine getirir. Bunun sonucu onlarca yoldaşın aktif eğitiminde emeği geçer. Daha sonra Türkiye’ye çağrılır.
Belli bir süre Türkiye’de kalan yoldaş, verilen görev sonucu Karabağ’a gider.
Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır.
Karabağ’da oluşan sorun nedeniyle Ermeniler ve Azerbaycan arasında savaş çıkmıştır. Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde yer almasına karşın nüfusun dörtte üçünü Ermenilerin oluşturması sonucu sosyalizm döneminde Karabağ’a özerklik verilmiştir.
Ancak verilen özerklik 1991 sonrası Azerbaycan tarafından kaldırılıp, Karabağ Ermenileri zoraki göçe zorlanır. Bunun üzerine Ermeniler bu kararı kabul etmezler. Ve Azerbaycan devletine karşı savaşırlar. Nubar da bu savaş içerisinde aktif olarak yer alır.
Nubar’ı bu savaş içerisinde yer aldıran neden TC Devletinin desteğindeki Azerbaycan devletinin çoğunluğu oluşturan Ermenilerin topraklarından zoraki tehcire tabi tutulmak istenmesidir. Nubar yer aldığı askeri mücadeleler içerisinde giderek askeri vasıflarını, yeteneklerini, donanımlarını geliştirir.
Ancak bir komünist olan yoldaş, askeri mücadeleyi ve edindiği askeri bilgi birikimini inandığı ideolojik-politik hattan kopuk almaz. Tersine kendisini siyasi olarak da geliştirir. Okur, araştırır ve siyasi birikimini giderek artırır. Sosyal pratiğini yönlendiren ideolojik-politik hattını daha geliştirir. Ermeni sorunuyla ilgili Ermeniceden Türkçeye çeviriler yapar.
Çeşitli makale yazıları yayınlar. Hatta askeri konularda araştırma taslakları hazırlayıp bunları genişletilmiş şekilde yayınlamayı bile düşünüyordu. Nubar yoldaş kararlı ve inatçıdır. Kendisini daha geliştirmek istemiştir. Bunun sonucudur ki devamlı saflarında yer aldığı hareketin daha ileri mevzilerinde yer almak istemiştir.
Yoldaş Nubar, Rojava’da verilen savaş içerisinde bu minvalde yerini almıştır. TC, Arap devletleri ve emperyalist güçlerin yer aldığı DAİŞ vb. gerici güruhların saldırısına karşı Rojava halkının verdiği mücadelede aktif olarak onların saflarında yer almıştır.
Nubar yoldaş bu gücü mücadelesine kumanda eden partisinin ideolojik-politik hattından almıştır. Rojava halkına yönelik saldırıda yoldaş yer aldığı partisinin doktrini ile kendisini kuşatmıştır.
Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır. Tersine o inançla kendisini daha güçlendirmiştir. Nitekim içten tasfiyeci, hizipçi, benmerkezci güruhun içten saldırısına göğüs germiştir.
Kendisini partinin inancıyla daha donatarak dışta karşı devrime karşı savaşan Ozanyan yoldaş, aynı zamanda partisi içindeki gelişmelerde de yanlışa karşı net ve kararlı duruş sergilemiştir. Onu bir kez daha selamlıyoruz! Onun devrettiği bayrağı yoldaşları devralacak ve izinden gidecektir!
Ve eninde sonunda onun ve tüm parti şehitlerinin devrettiği kızıl bayrak karşı devrimin burçlarına dikilecektir!
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın! Bu inançla şehit düşen Nubar Ozanyan’ı bir kez daha anıyoruz! (Bir yoldaşı)
Son Haberler
Sayfalar

Hamas[1] -siyonist İsrail devleti denkleminde gazze'deki soykırım:
Açıklanan rakamlar muhtelif olsa da 7.Ekim.2023 ile 30.Mayıs.2024 tarihleri arasında, ezici çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere, toplamda 36 bin Filistinli hunharca katledilmiş durumda. Yaralı sayısının 80 bini aştığı ve keza binlerce kişinin akıbetlerinin bilinmediği söylenmekte.

Yirmi saplı ilmik (Nubar Ozanyan)
Zulmün sınırının ve çapının olmadığı, çığlığın ve yüksek sesle ağlamanın yasak olduğu topraklarda yaşıyoruz. Ermeniler, Kürtler, Aleviler geçmişte yaşadıklarının yaslarını tutmaya vakit bulamadan daha kapsamlı acıların içine itiliyorlar. Diktatörler bir yandan halkların bembeyaz barış sayfalarına zulümlerini kara kalemle yazarken diğer yandan yaptıkları kötülüklerin ve işledikleri cinayetlerin unutulması ve bir daha hatırlanmaması için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Halkların hafıza ve belleklerini silerek sahte bir tarih yazımıyla kirletiyorlar.

Emperyalizm Üzerine Notlar-3
Emperyalizm, Bağımlılık ve Eşitsiz Gelişme
Soru 3:
Türkiye Mali olarak ABD ve AB Emperyalistlerine Bağlıdır
Cevap:
Türkiye'nin mali olarak, mali olarak daha güçlü emperyalist ülkelere ihitiyaç duyduğu hatta bağımlı olduğu bir gerçektir. Ancak bu bağımlılık, bir yarı-sömürge ya da bağımlı ülke bağımlılığı gibi olmayıp, finansal olarak daha büyük olmamasıyla ilgilidir.

Bir Kez Daha: Tehlikenin Farkında mıyız?

Ermenistan’da Tavuş Hareketi Üzerine
Ermenistan Apostolik Kilisesi Tavuş İdari Başpiskopos’u Bagrad Galstanian önderliğinde başlatılan sivil itaatsizlik gösterileri, halkın yoğun katılımı ile devam ediyor. Ermenistan’a ait dört köyün, Azerbaycan’a iade edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın derhal istifa etmesi isteniyor. 4 Mayıs’ta başlayan gösteriler, yol güzergahı üstünde bulunan Lori, Sevan, Geğarhunik… şehirlerinden halkın yoğun katılımı ile Yerevan’da sonlandırıldı. 26 Mayıs’ta Cumhuriyet Meydan’ında düzenlenen miting ile yüz binlere ulaştı.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - 2
Sol-sosyalizm adına adeta akıllara durgunluk veren yaklaşım örnekleri bu saptama ve belirlemeler. Yani sanki de CHP işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden ve T.C Devleti’nin koruyucu-kollayıcı ana güçlerinden olan bir sosyal demokrat parti değil de sol, sosyalist veya halkçı bir partiymiş gibi tenkit ve değerlendirme konusu yapılıyor. Hal böyle olunca da burada kusur, varlık nedeni gereğince davranan bir sosyal demokrat partinin değil; sosyal demokrat partiye, sahip olmadığı/olamayacağı payeleri yükleyen yaklaşımların olur doğallığıyla.

İdeolojik Netlik ve Örgütlülük
Günümüzde özgür bir geleceğe doğru yapılacak her hamle, sınıf bilinçli bir duruşu ve buna uygun bir örgütlülüğü zorunlu kılar. Tüm bunlar da yoğun bir emeği ve fedakarlığı gerektirir. Sınıf bilincinden yoksun, kendiliğinden hareketlerle köklü değişimlerin-tarihsel kopuşların yaratıcısı olunamaz. Proleter ideolojiyle donanmış partilerin tarihsel misyonu tam da burada ortaya çıkıyor. Yine partisiz-örgütsüz bir duruşla özgür bir geleceğe dair hesaplar yapılmaz.

AKP-MHP FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜNÜN K. KÜRDİSTAN’DA FİİLİ OLARAK UYGULADIĞI, SÖMÜRGE SİYASETİDİR.
Sömürge siyasetinin en belirgin özelliği, yerel halkın iradesinin gasp edilerek, yok sayılmasıdır. Bunun yerine, sömürgeci merkezi yönetimin doğrudan kendi memurlarını oraya yönetici olarak atamasıdır. Bunun adı bir dönem OHAL Valisi, sıkıyönetim komutanı, bölge müsteşarı oluyorken; bugün de Kayyum belediye başkanı, muhtar vs. vs. oluyor.
Günümüz koşullarında sömürge veya ezilen bağımlı uluslara, azınlıklara, baskı altındaki inançlara ve ezilen cinse karşısömürge siyasetinin aldığı biçim; aleni bir şekilde, koyu faşizmden başka bir şey değildir.

Piroğlu Ecevit (Nubar Ozanyan)
Özgürlük uğruna bedeni ölüme yatırarak bir mevsim aç kalmak… Onurlu ve özgür bir yaşam için kendisine ait olan her şeyi feda etmek. Budur, özgürlük mahkumlarının hikayesi! Dünya ve ülkemizin zindan direniş tarihi buna fazlasıyla tanıktır. Amed zindanından Metris zindanına uzanan direniş tarihi fazlasıyla buna tanıktır. Kolay mı saatlere günlere aldırmadan her gün herkesin gözü önünde santim santim erimek; yaşamın nimetlerine dokunmadan açlığa yatmak… 120 günden daha fazla süren bir direnişi sürdürmek; düşünmek ve hayal etmek bile insanı ürkütüyor.

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...
"Sol Kal Sol Yaşa"
Sol tatile gitmişken...
Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır saldırılara maruz kalıyorken...
seçimlerle siyaset yapmak istiyen devrimcilerde proletaryaların her geçen gün ağırlaşarak hissettiği solcusuzluğa karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...
fırsatta buyken... fırsatta buyken...
yazın gitsin kız... yazın gitsin...
abrüst... falan filan...
sanat da diyin gitsin.

Zap’a bomba Colemerg’e kayyum (Nubar Ozanyan)
Türk patronlarının ve generallerinin Kürt ve emek düşmanlığı kapsamlı ve planlıdır. Sınırlı bir zaman ve belli bir dönemle sınırlı değildir. Süreğendir. Demokrasiyi gerçekte değil sözde bilir. Uygulamada değil yasalarında yazılı haliyle tanır. Ki bunu bile kaale almaz. Tarihten günümüze dek en iyi yaptığı şey işgal ve Türk olmayan halkların canını almaktır. Emek ve topraklara konmaktır. En iyi bildiği ise “Yakma-Yıkma-Çökme”dir. İkiyüzlü ve sahtekâr olduğu kadar kinci ve intikamcıdır.