Pazartesi Aralık 2, 2024

Seçimler

Partinin mi Halkın mı İnsanı

Sen hangisi olacaksın

Ben sevdim Dadaistçe yazmayı

 

Evet ...

Uluslararası alanda meşrulaşmak işid karşısında kazanılabilecek bir zaferden daha önemli bir zaferdi.

Tüm dünyadaki sınıfsal içerikli insanlar bir daha bu dünyada emperyalistlerin halklarca kurtarıcı olarak alkışlandığını görerek meşrulaşmaların gerçekleştiğini görmek istemiyorsa;

Sınıfsal içerikli partilerin sınırları aşamayışını aşıp toplumlarımızın ortak mücadelesinin harcı olabilecek üslubu  bulmak zorunda

De.... artık darısı da.....

Şimdi daha iyi görüyorum.

Yoksulluktan rezil olacaksam

Tabiatın güzelliğini tadını çıkar çıkara rezil olam diyerek taşındığım,

Marmara' nın deniz kenarındaki şirin mi şirin bir kasabasında denize bakan evimde kocaman mı kocaman gemiciklere bakarken dünyanın sosyo ekonomik yapısını

Her kes işçi.

Kobani' de ABD öncülüğündeki anaç koalisyon güçlerinin bayrakları sınırları hiçleştiren gemi kovancıklarının gölgesi altında

Maviliğinde tadını çıkarak yorgunluğumu atarken 

Bir içimlik diye düşünürken 

Deniz birkaç içimlik su

Evimi taşımış olsam da 

Değişen bir şey yok 

Herhangi bir kimse içinde 

Hepimiz seçimlerimize rağmen hala dünyanın bir köyündeyiz

Tek değişen gördüklerimiz

Deniz yerine dağlar

Ovalar yerine betonlaşma

Nereye gidersek de gidelim asgari ücrette aynı

Birde  sınırları aşamamış yazı yazdığımız düşüncelerimizi paylaşmaya çalıştığımız yerlerde

Ezidi halkının çektiği ızdırap karşısında insani koridor açabilmek için aldıkları parti kararını Kobani ' nin düşme ihtimali karşısından da

almaya hazır

En iyi teori pratikten çıkar derlerken

Bir Mayıs' a katılımlarıyla sokak yazılamalarıyla

Değişmeyen bir şey  daha

Buralardaki proletaryanın bakış açısı

Doğudaki, Güney Anadoludaki, çukurovadaki... gibi

Proletaryanın düşüncesi yaşadığı sosyo ekonomik yapıdan öte değil

Hatta

Marmarada, 

Akdeniz' e, doğuya göre sınırları hiçleştiren metaların ortaya çıkardığı iş kollarında çalışmayı dünyanın bir parçası olmanın gerekliği, sonucu olarak daha belirgin hissediyorlar

Bu hal nedeniyle de

Sömürgeciliğin uyguladığı sosyo ekonomik yapıyla bağları daha fazla olduğundan 

Bırakın devrimin unsurları olmalarını kendilerini sömürgecilikle bağlarını azaltabilecek sınıfsal bakışlı demokratik istençlere karşı daha köstekçiler

Asil sorunumuzda proletaryaların  sınıfsal bakışlı demokratik istençlerin köstekçisi olmaları da değil, 

Asil sorunumuz  sınıfsal bakışlı demokratik istençlere tahammülsüz proletaryaların  sınıfsal bakışlı demokratik istençlere  tahammülsüzlüğünü proletarya köylü parti içerisine taşımış olma ihtimallerinin olması

Böyle bir ihtimalin olması halinde

Sınıfsal partilerde meşrulaşma çabaları gözlenmez

Toplumsal olaylarda meşrulaşmanın sivil insiyatiflerce sağlanmaya çalışıldığı gözlenir

Ve yahut da

Proletarya kendisini toplumun aktif kesimlerinin meşrulaşma çabaları içerisinde bulur

Yazarlardan da buna hizmet etmeleri beklenir

Yazarlarda ya buna hizmet eder yada etmez 

Sen hangisi olacaksın

Küçük burjuva düşünceleri açığa çıkaracak olan devrimci girişlerdir.


81136

Fransa’da El Freni Çekildi! İşe Yarar Mı?

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede 720 sandalyeli Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri, 6-9 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Almanya, İtalya ve Fransa’da aşırı sağ olarak tanımlanan faşist hareket ciddi anlamda sandalye sayısına ulaştı. Böylelikle merkez sağla birlikte faşist hareket AP’deki en büyük grup olarak yerini korudu.

Seçimlerin yankısı ve sonuçları ciddi anlamda tartışmaları doğurdu. AP’ye Almanya’dan sonra sağcılar adına en fazla vekil gönderen Fransa, tartışmaların girdabından çıkıp erken seçim hamlesi ile sarsıntıyı giderme yoluna gitti.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (3)

Devrimci siyasal mücadelenin genel olarak nesnel zemini, sosyal devrimleri de olanaklı kılan nesnel zemin ile, aslında ortak paydalara sahiptir. Emperyalist- kapitalist barbarlığın hüküm sürdüğü ve kendisinin doğrudan var ettiği her bir antagonist çelişme ve sorunların giderek daha bir keskinleşerek; ulusların, halkların ve doğanın yaşamını kâbusa çevirip, geleceklerini ciddi şekilde riske soktuğu şu süreçte, gerek özel olarak Türkiye ve K.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (2)

Somut özgülün realitesi içerisinde devrimci siyasal mücadelenin etkili ve sonuç alıcı kazanımlara dönüşerek yürütülebilmesi için gerekli olan bir diğer öncelikli koşul ise; elbette ki bu mücadelenin, küresel ve yerel zeminde, toplum gündemini doğrudan ilgilendiren ve de ilgilendirecek olan sorunlar üzerinden ele alınarak yürütülmesidir.

Halkların İhanetçilerden Çektiği (Nubar Ozanyan)

Zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışırken karanlığın sadece gece gelmediği, güneşin altında da gelip halkları bulduğu katliamlar birçok halkı nefessiz bırakmaya çalışmıştır. 1915 Ermeni Soykırımı boyunca başta Asuri, Süryani, Pontus halkı olmak üzere Êzîdî ve Kürt halkı da büyük trajediler yaşamıştır. Bugün Türk faşizmi eliyle Başûr Kurdistan’ında gerçekleşen işgal ve ilhak saldırılarında Kürt halkıyla birlikte Asuri-Süryani halkı da tanımsız acılar yaşamaktadır.

Türkiye’de Ermeni bir devrimci militan: Haldun Karyol (MEHMET GÜNEŞ)

Haldun Karyol, asıl adıyla Harutyan Karyolacıyan, kadim dostum, 8 Temmuz günü aramızdan ayrıldı. Haldun bir Ermeni’ydi ama her şeyden önemlisi Türkiye’de yetişmiş, ender görülebilecek, kendine has eylemci bir devrimci militandı. Onu ender ve ebedi kılan hikayesini bilmek ve öğrenmek, bugün Türkiye’de devrim mücadelesine baş koymuş her militanın hakkı. O yüzden, Haldun’u yakından tanıyan biri olarak, onu anlatmayı devrimci bir görev olarak üstleniyorum.

Mevcut koşullarda devrimci siyasal mücadelenin öne çıkan toplumsal dinamikleri (1)

Nasıl ki genel siyasal mücadele ve siyaset ediş tarzı, küresel ve yerel bazdaki ekonomik, politik, eğitsel, askeri, kültür-sanatsal, çevresel-iklimsel, ezen-ezilen cins, inanç ve etnik sorunlar yekûnu olan toplumsal dinamikler zemini üzerinden kendisini var edip sürdürüyorsa; birebir aynı şekilde, devrimci siyasal mücadele ve siyaset ediş tarzı da aynı küresel ve yerel toplumsal dinamikler üzerinden kendisini var edip sürdürmesi gerekiyor. Normal ve de olması gerekendir bu.

Küçük bir damla ile fırtınayı başlatanlar (Nubar Ozanyan)

Aradan 12 yıl geçti. Etki gücü Ortadoğu’ya yayılan 12 yaşında genç bir devrim yaşıyor adına Rojava denilen topraklarda. Derin yoksulluk, bitmeyen zulümle terbiye edilip cehenneme çevrilen Ortadoğu’da Rojava, bir özgürlük adası gibi duruyor.

Türk Faşizmi EURO 2024’te Sahaya İndi

İki yılda bir Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) tarafından organize edilen Avrupa Futbol Şampiyonası, bu yıl EURO 2024 olarak Almanya’da düzenlendi.

Kapitalist Toplumsal Bir Kırılma ve Yeniden Tarihi Yeni Bir Toplumsal Süreç

Kapitalist emperyalist sistem, önceki bunalım ve çelişmelerinden farklı olarak,, kendisinin taşıyamayacağı ve çözemeyeceği sistem içi   yapısal ekonomik ve siyasal çelişmeler ile karşı karşıya kaldığı bir sürecin içine girmiştir. Bir taraftan yeni emperyalist ülkelerin ortaya çıkışıyla (ki, bu; kapitalizmin ala bildiğine gelişmesi, genişlemesi, üretimin ve sermayenin alabildiğine temerküzü ve de mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi sürecinin de ilerlediği anlamına gelir) kendini yeniden üretemez olan bir sürecin içine girmiştir.

Bunların neler olduğunu kısa olarak açalım:

Prof. Dr. Korkut Boratav CHP’den Sermaye Sınıfıyla Hesaplaşmasını İstiyor...

Marksist iktisat Profesörü Korkut Boratav, gazeteci İrfan Aktan’a verdiği mülakatta, sürece ilişkin gerçekten de çok değerli ve devrimci sol-sosyalist ve komünist politik öznelerce dikkate alınması gereken çok önemli siyasi ve iktisadi analizler yapıyor, saptamalarda bulunuyor. 

Örneğin kendisine sorulan şu soruya verdiği yanıtta olduğu gibi:

Yoksulların, alt sınıfların bu kadar derin bir kriz yaşadığı dönemde nasıl oluyor da ideolojik hegemonyayı yine de iktidar sağlayabiliyor ve buna karşı güçlü bir sol alternatif çıkmıyor?” (abç)

Yağma ve Talan Cumhuriyeti (Analiz)

Geçtiğimiz haftalarda Kayseri’deki pogrom girişimiyle başlayan ırkçı ve mülteci düşmanı saldırılar Antalya, Antep, Urfa, Hatay, Bursa, İstanbul gibi şehirlerde de kendisini göstererek göçmenlere ait işyerlerinin ve malların yağmalanmasına, yakılmasına ve çok sayıda göçmenin yaralanmasına, hatta Antalya’da göçmen bir gencin öldürülmesine neden olmuştur.

Bir çeşit günah keçisine dönüştürülen göçmenlere karşı yükselen bu dalga görünen o ki daha çok olaya ve şiddete gebe bir yerdedir.

Sayfalar