Pazartesi Nisan 29, 2024

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan,18 Mayıs’ı anmak direnişi tüm Kürdistan’a ve Türkiye’ye yaymaktır’

TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan: “Benim Kaypakkaya yoldaşın yolundan gidişimin nedeni Kürdistan topraklarının derininde, halkın yüreğinde oluşundadır”

TKP/ML TİKKKO savaşçısı Sefagül Aslan, “18 Mayıs ölümün, yaşamın, direnişin, kararlılığın, cüretin, ısrarın, ölümlerden yeniden doğuşun simgesi olmuştur” dedi.
Aslan, İbrahim Kaypakkaya’yı, Haki Karer’i, Dörtler (Necmi Ferhat, Eşref ve Mahmut) gibi devrimci öncülerin ölümsüzleşmelerinin yıldönümünde andığını ifade etti.

Sefagül Aslan, halk üzerinde bu kadar derin izler bırakan Kaypakkaya’nın ve O’nun ardılları olan gerillalara müthiş sevgi ve saygı besleyen ezilen emekçi halkların kendisini de etkilediğini daha küçük yaşlarda evlerinin duvarlarına asılı başında kasketi olan genç devrimcinin kim olduğunu çok bilmediğini, ancak ilerleyen zamanda onu tanıdığını ve onun yolundan yürüdüğü söyledi.

“Benim Kaypakkaya yoldaşın yolundan gidişimin nedeni Kürdistan topraklarının derininde, halkın yüreğinde oluşundadır” diyen Sefagül Aslan, Kaypakkaya’nın Amed zindanlarında aylarca süren işkencelerde “Ser verip sır vermeme” geleneğinin yaratıcısı olduğunu belirtti.

Herkesin faşist Kemalist idelojinin kanatları altında gezindiği, Kemalizme ilericilik atfettiği o dönemlerde bu anlayışlara en büyük darbeyi Kaypakkaya’nın vurduğunu söyleyen Sefagül Aslan, Kaypakkaya’nın TC’nin faşist bir devlet olduğunu, Türk milliyetçiliğine, şovenizme, eskiye, köhnemiş fikirlere karşı büyük bir altüst oluş ve isyanın sesi olduğunu belirtti.

Sefagül Aslan, İbrahim Kaypakkaya’nın hiç kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği Kürt ulusunun büyük bir baskı ve katliama maruz bırakıldığını, bu bağlamda Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı yani ayrı devlet kurma haklarının olduğunu söylediğine dikkat çekti.

Bu gerçeklikten hareketle tek tipçi gerici faşist katliamcı TC devletine karşı Kaypakkaya ve yoldaşlarının komünist bir parti ve onun ordusunu yaratarak Vartinik’te devrim meşalesini yaktığını belirten Sefagül Aslan, Kaypakkaya’nın bunun için özgürlük ateşini Kürdistan topraklarında yaktığını, herkese özgürlük tutkusunu ve dağların özlemini düşürdüğünün altını çizdi.

“Sönmeyen bir meşale olan Kaypakkaya yoldaş ezilenlerin şöleninde, yine ezilenlerin ellerinde taşınmaya devam edecektir” diyen TKP/ML TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan, Kaypakkaya’nın önceliğinin en yoksul köy, o köydeki en yoksul ev, o evden de önce en çok ezilen kadından başlayarak örgütlenme olduğunu ifade etti.

Bunun için Kaypakkaya ve TİKKO gerillalarının girdiği her yerde öncelikle kapılarını ve yüreklerini açanın kadınlar olduğunu dile getiren Sefagül Aslan, 18 Mayıs’ın aynı zamanda da Haki Karer'in katledildiği ve Dörtlerin kendilerini yakarak geleceği aydınlattıkları bir gün olduğunu kaydetti.

Sefagül Aslan, bugün Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde kurulan her barikatı Haki Karer, Dörtler ve nice isimsiz kahramanın güçlendirdiğini, her mevzide onlarında da yerini aldığını onların halk tarafından bestelenmiş birer özgürlük türküsü olduğunu ifade etti.

18 Mayıs’ı anmanın, Amed zindanlarından yükselen direnişi tüm Kürdistan’a ve Türkiye’ye yaymak olduğunu belirten Sefagül Aslan, 18 Mayıs’ın baskı, sömürü, işgale ve talana karşı savaş çağrısı olduğunu belirtti.

TKP/ML TİKKO savaşçısı Sefagül Aslan “Az olsak da kararlı olalım” diyen Kaypakkaya yoldaşın gösterdiği cüreti ve kararlılığı zulme karşı savaşarak gösterelim dedi.

45822

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Hay Fedai'ler yaşıyor !

ԴԱՏԱՊԱՐՏՈՒՄ ԵՆՔ ՀԱՅՈՑ ՑԵՂԱՍՊԱՆՈՒԹՅԱՆ 102 ՏԱՐԵԼԻՑԸ ! 102.YILINDA ERMENİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ !

Kadroların Handikabı

İktidar sensen iktidarını perçinleştirmek için daha neyi beklersin ?

Proletarya Partisi’ndeki sıkıntıların temel çözüm yöntemi olarak kolektifin iradesini açığa çıkartacak mekanizmaların işletilememesi ..... demek kolayı.

Sıkıntıları ortaya çıkaranın mekanizmalar olduğunu söyleyebilmek zor.

...... çelişkinin sürekli var olacağı akıldan çıkarılmamalıdır .... demek kolayı

Çelişkilerin yol açtığı kutuplaşmaların nasıl önlenebileceğini söylebilmek zor.

Türkiye Marksist Leninist Gençlik Birliği Merkez Komitesi (TMLGB MK)

45 yıllık tarihimizde bayraklaşanlar meşalemiz, partimiz umudumuzdur!

Rojava’dan TİKKO kadın savaşçısı Sefagül Aslan,

Eller cepte devrim mücadelesi verilemez!

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı;“Daima iyi, daima fazla, daima daha yüksek ve daima daha ileri…”

“Umudun adı: 72 Nisan Güneşi!”

TKP/ML-GYDK ;Ateş altında geçen 45 yıl! Dünya Proletaryasının Türkiye Taburu Partimiz TKP/ML'ye San ve Şeref olsun!

24 Nisan 1972 Partimiz TKP/ML'nin kuruluş tarihidir. Sınıfı devrimci Marksizm'le yani devrimci Maoizm'le buluşturmanın da nirengi noktasıdır 1972 Nisanı.

Erdoğan'ın Alnındaki Kara leke

Tüm dünyanın gözleri önünde hile,entrika,şantaş,manipülasyon ile yapılan 16 Nisan Referandumunda Erdoğan diktatörlüğünü ilan etti.Bu,bugüne kadar yapılan ne ilk,ne de son şaibeli oylama olmuştur.Osmanlı'dan günümüze devam eden saray oyunları,bugün de en iyi şekilde referandumda kendisini göstermiştir.Son kullanma tarihi dolmuş diktatörlüğün,çöpe atılması zamanı gelmişken vadesini uzatmak için,elindeki bütün imkan ve olanakları kullanarak iktidarı teslim etmek niyetinde değildir.İlericiler ile gericiler,Laik ile anti-laik,demokrasi ile hanedanlık,insan hakları ile şeriat kanunlarının yani to

Tek Adam Diktatörlüğü Nereye Kadar?

16 Nisan “18 Maddelik Anayasa Değişikliği Referandumu”nun sonuçları üzerine detaylı bir analize gitmek biraz erken olmasına karşın, kısa bir analiz yapılabilir. 16 Nisan öncesi “HAYIR” yoktu, ama şimdi, AKP faşzminin karşısında büyük bir “HAYIR” var. Bu küçümsenmeyecek bir gelişmedir. Elbette, bu %50 HAYIR'ın bütünsel ve nitelikli bir anti-faşizm olmadığını da unutmadan... Buradan başlayabiliriz.

İki çizgi mücadelesine EVET, tasfiyeciliğe HAYIR!

Sınıflı toplumlar ortaya çıktığından beri beraberinde sınıf çelişkileri ve sınıf mücadeleleri de oluşmuştur. Tarihsel olarak her değişik toplumda sınıflar ve sınıf mücadeleleri farklı minvaller izlemiştir. Kapitalizm ve emperyalizm çağında uluslararası alanda sınıf mücadelesine damgasını vuran temel çelişki -ara sınıflar dışında- burjuvazi ile proletarya arasındaki saflaşmadır. Bunun sonucu burjuvazi ve diğer gerici sınıflara karşı ezilen, sömürülen ve tahakküm altındaki sınıfların en ileri kesimini proletarya oluşturur.

Halk saflarındaki çelişmeleri ele almadaki hastalıklı bakış açısı, aczin ve ahlaki kokuşmuşluğun devrimci saflardaki izdüşümü olarak ŞİDDET!

Türkiye devrimci hareketinin tarihi, bu başlığı doğrulayan örneklerle dopdoludur. Olayları ve sonuçlarını tarihin büyük terazisinde ölçmek yerine düşünce darlığı üzerinden ele almak, devrimci saflardaki çelişmeleri çözmede ikna ve          demokratik yöntemi kullanmak yerine zorbalığı işe koşmak, devrimci saflardaki hastalıklı bir bakış açısının dışa vurumudur, kendisine devrimciyim diyenler için utanç ve devrimci sorumlulukların bittiği duraktır. Bu konumlanış, Maoizm tabelası “altında” duranlar için yozlaşma ve dejenerasyon halidir.

Referandumda doğru tavır nedir? Neden HAYIR?

Referanduma az bir zaman kalmış olmasına rağmen devrimci saflarda doğru tavrın ne olacağı üzerine tartışmalar var. Komünistlerin içinde de bu konuda tartışmalar canlılığını koruyor.

Sayfalar