Pazar Mayıs 26, 2024

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

Korkmayalım;haksız,gerıcı,ısgalcı savaslara katlıamlara onurluca karsı duralım. Yuregımızı katledılen ezilen mazlum dunya halklarina yurek yapalım. Baskıya,yasaklamalara,sansure ve katlıamlarin sorumlusu emperyalizme, fasızme ,onun her yonlu destekcılerıne karsı onurlu,devrımcı,sosyalıst durus ve dırenıs gosterelım gelıstırelım. Bas dusmanımız Amerıkan emperyalızmıne,onun usak yonetımı fasıst dıktatorluge karsı halkların haklı savaslarının yanında olalım. Yakin tarihimizde Irakda,Afganistanda,libyada Amerikan emperyalizminin ve onun yalaka muttefiki Fransiz ve Ingiliz emperyalistlerinin katliamlarini,yikim vede iskencelerini gorduk yasadik unutmamiz mumkun degil.     

Burda her devrimci,demokrat,ilerici kendisine sosyalistim,komunistim diyen parti ve grup kanli emperyalist savasa kararlica karsi cikmali,basta Amerikan emperyalizmi olmak uzere; Emperyalistlerin ve usaklarinin Suriye uzerindeki kirli emellerine dur demelidir. Su gercegi hepimiz beynimize kazimaliyiz. Baris ama kiminle baris?kan emici emperyalistlerle,onlarin usak fasist yonetimleriyle baris asla mumkun degildir.

 Siniflar savasinda ezenle- ezilen arasinda,emekle sermaye arasinda baris istemek simdiden herturlu katliami,zulmu,somuruyu kabullenmektir. O nedenle timsah gozyaslari dokerek, halklarin hakli savasinin onune sahte barislar sunarak kadercilige,somuruye teslim olmayi asla oneremeyiz.

Emperyalistlerin somuru,zulum sistemlerini baslarina yikmak icin ezilen halklarin hakli savaslarinin yaninda oldugumuzu acikca ilan etmeliyiz. Ezılenın,mazlumun,katledılen yok sayılan emekcı halkların kavgasına guc vermeliyiz. Bu ates hepimizi yakar. Gec kalmak olmaz,ahlar vahlar olmaz. Unutmayalım ,sessız kalmayalım. Dıl,Dın,Irk, mıllıyet ,Cıns ,Etnık ayrım yapmadan ;herturlu Emperyalist ırkcı,fasıst soyleme karsı KARDESLIGI savunup gelıstırelım. Zulmun daha fazla can almasına ve kan akıtmasına musade etmeyelım. 

 Kahrolsun Herturlu Gerıcı Savaslar.!

  Yasasın halkların ve Ezılen Ulusların Emperyalızme,Fasızme,Istılacılıga karsı haklı savasları.!

 Ya Devrımler Gerıcı Savasları Onler Ya da Emperyalıst Savaslar Devrıme Yol Acar!

103096

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

Sayfalar