Pazar Mayıs 19, 2024

Yine Bir Seçim Oyunu

"Bir cumhuriyet nasıl bir maskeye bürünürse bürünsün, ne denli demokratik olursa olsun, eğer o bir burjuva cumhuriyeti ise, eğer o toprak ve fabrikaların özel mülkiyetini koruyorsa ve eğer özel sermaye toplumun tümünü ücret köleliği içinde tutuyorsa, yani eğer bir cumhuriyet, bizim parti programımızda ve sovyet anayasasında söylenen her şeyi gerçekleştirmiyor ise, o zaman bu devlet, bazı insanların, ötekiler tarafından ezilmesi için bir makinedir.

Öyleyse biz, bu makineyi sermayenin iktidarını alaşağı edecek sınıfın ellerine vereceğiz. biz, devletin genel eşitlik demek olduğu yolundaki bütün o eski önyargıları reddedeceğiz - çünkü bu, bir gözboyamacadır: [sayfa 303] sömürü olduğu sürece eşitlik olamaz. toprak sahibi işçiye eşit olamaz, ya da aç bir insan tok bir insana eşit olamaz. bu devlet adı verilen makine, önünde insanların, halkın yönetimi yolundaki eski masallara, proletaryanın burjuva yalanları olduğunu söylediği masallara inanarak, boş inanlara kapılarak, saygıyla eğildiği bu makineyi proletarya ezecektir.

Şimdiye kadar biz bu makineden kapitalistleri yoksun bıraktık ve onu devraldık. bu makineyi, ya da sopayı, her türlü sömürüyü ortadan kaldırmak için kullanacağız. ve sömürme olanağı dünyanın hiç bir yerinde artık kalmadığı zaman, artık toprak sahiplerinin ve fabrika sahiplerinin bulunmadığı zaman ve artık kimilerinin tıka basa karnını doyururken ötekilerin açlıktan öldüğü bir durum olmadığı zaman, ancak bunun olanağı artık ortadan kalktığı zaman, biz bu makineyi enkaz yığınına atacağız. o zaman devlet de olmayacak, sömürü de. bizim komünist partisinin görüşü budur...''
11 temmuz 1919 - vladimir ilyiç lenin..

 

 

Oy atmak özgürlestirmez, kolelestirir!...

Biz emekçileri ozgurlestirecek olan bir Devrimdir...Sosyal-Devrim icin ayaga kalkalim; uysal koyunlar olmadigimizi suru sahiplerine gosterelim...

Ya yine secim-demokrasi yalanlari...Ya da Ozgurluk!...

Koleler, her demokrasi bir sinifin diktatorlugudur; demokrasi varsa, ozgurluk yoktur...Ozgurluk oldugunda ise artik demokrasi olmayacaktir...

Egemen burjuva-feodal devletinin demokrasisi, kurbanlik koyuna kasabin bicagini yalatmaktir..Bir tutam otun pesinden mezbaha yolunu tutmaktir.

Parlementer maskeli Fasizmi, ozgurluk rejimi diye iscilere-koylulere onaylatmalari trajedisine son verelim...Bizim icin trajedi olan, tescilli yoksullugumuz, umutlarimizi icin trajedi olan; kole sahipleri burjuva-feodal siniflar icin bir komedidir....

Biz, onlarin secim duzeninin pesinden gittikce, oyunun aptal koleleri rolunu kabul ettigimiz, oyuna katildigimiz surece onlar tepede ellerini ogusturup guluyorlar...Kendi yazdiklari , kendileri icin komedi olana bakip, guluyorlar...Aptallar surusu yine yemi yuttu diye seviniyorlar.

Sistemden umutlarinizi kesin, 90 yildir umut ettik ve oyladik. Her oylama biz halka ssdece daha fazla yoksulluk, daha fazla umutsuzluk, daha fazla zulum ve baski getirmedi mi?...

Bir tarihsel surec boyunca trajedi olan, artik komediye donusmedi mi?

Sistemden umut ettigimiz surece, sisteme guc veriyoruz sadece...

Sosyal-liberaller, Reformist sistem solculari, burjuvazinin Revizyonist dostlari , sizlere 'secilecek'' adaylar uzerinden bir bakis sunuyorlar. Hangisinin 'daha temiz', 'daha az hirsiz'', 'daha cok halkin adayi'' oldugunua dikkatleri cekmek istiyorlar...

ML'ler, Devrimciler ise, sizlerin dikkatlerini tek tek ehven-i ser sahsiyetler uzerinde degil; sisteme, duzmece secim oyunlarinin kendisine, kimin secileceginin onceden kurgulandigi, duzenin demokrasi oyununa...Kisaca buyuk resme, buyuk oyuna, aslinda yapilana cevirmeye calisiyorlar...

Sosyal-liberaller tek tek parcalari gosteriyor, biz butunu.
Onlar, adaylari gosteriyor, biz sistemi.
Onlar, duzeni ve duzmece secimlerini mesru goruyor, biz gayr-i mesru.
Onlar sistemi kabul ediyor, kabul etmenizi istiyor, biz temelden reddi..
Onlar, kapitalizmi iyilestirme cagrisi yapiyor, biz yikmayi.
Onlar ekonomik fasizmi gizlemek icin demokratik yalanlara siginiyor, biz gercegi, sinif gerceklerini teshir etmeyi.
Onlar reformizm/Islahatcilik bilinci gelistirmeye calisiyor, biz bir Devrim.

Gosterilene, gorunene bakma, gosterilmeyene, gorunmeyene bak!

Dünyanin patronu Rockfeller ile biz açlarin esit-bir oy hakki var diye, seçim sisteminde bu devasa dolar-medya-devlet tekelleri ile esit bir yarisa girdigimize inanacak kadar salak degiliz. Tum burjuva secimlerin kazanani, oncede garanti altina alinmistir. Bu tum dunyada kapitalist sistemnin en temel gercegidir.

Gercegi gör!

''Görünen gerçek olsaydi, bilime gerek kalmazdi"
Karl Marks...

 

CHP-MHP adayini destkeleyenler, bizi ''AKP'ye hizmet etmek'le sucluyor...Demirtas'i destekleyenler 'kurtleri boykot ettigimizi, soven oldugumuzu'' soyluyor, Recepcileri soylemeye bile gerek yok sanirim...Vs.vs.vs...

Bak hele, peki neden hicbirinizin aklina sisteme hizmet ettiginiz, sistemi kabul ettiginiz, herkesi de sisteme dahil olmalari ve sistem disi fikirlerin onune gecmesi, sistem disina cikmamasi icin ikna etmeye calistiginiz hic gelmiyor?...

Cok mu zor bunu gormek?...

Ama hayir, orta sinif ve kucuk burjuva sistem filozoflari tam da bunun icin; isci-koyluleri, devrimcileri, komunistleri neo-dunya duzeninin icine cekmek icin sunu haykiriyorlar; ''kapitalizm cok da kotu degildir, islah ederek onu yasanir bir kapitalizm haline getirebiliriz..Isciler, bu radikallerin, devrimcilerin pesine takilmayin, sistem disi fikirlere kapilmayin, ozgur secimler icindeki yerinizi alin''...(?!?!)

Hayir, kazanani onceden garanti altina alinmis, fasist diktatorlugun duzmece secim oyununa katilmayacagiz; burjuva-feodallerin dansina katilmayacagiz; basindan sona kan, katliam, iskence, zulum, fasizm kokan kanli devletin basina hangi hizmetcinin gececegi ile degil, bir isci-koylu devrimi, onun rogutlenmesi icin calisacagiz...

Size cok hazin, cok komik, cok cagdisi, cok inatci, cok gerikafali gelsede(!)

Sistemi parcalayin isciler,emekciler..onun bize vercegi hicbir sey yoktur..Bugune kadar, 90 yildir burjuva secimlerin halka verdigi, bundan sonrada vereceginin garantisidir....

Secim oyununu boz, egemen siniflarin dansina katilma; heryere, duvarlara, siralara, fabrikalara, okullara, mitinglere devrim asisi yap; dik dur, hicbir burjuva sistem hareketinin yaninda yer alma, burjuva-feodallerin bu somuru duzenini kutsayan, onu salt bir takim demokratik eksiklikleri olan, ama ozunde iyi bir sistem oldugu yalnlarina kuyruk olmayin...

Unutma bugun 'bizden' diye gordugunuz aday ve kisilerin rolu, sizin sistemden umudunuzu kesmemeniz icin, yine sistemin izin verdigi adaylardir. Aksi olsaydi onlari tek bir gun yasatmazlardi...Kafasina kursun sikilip atilan Kurt vekilleri ne cabuk unuttuk...

 

Tarih, Cezayirlilerin, somurgecileri Fransa'nin devlet baskanligina aday olduklarini ve de kor talih, bunu kazandiklarini yazsaydi eger, bu hic kuskusuz Cezayir tarihi icin bir utanc vesilesi olurdu...

Koleler, koleci ordunun baskomutaninin da bir kole olmasindan gurur duyulmaz, ancak utanc duyulur!

Cozum secimde, sistemde degil, Devrimde.

 

Mozambikteki secimleri bile orgutleyenin USA oldugu bir dunyada, bize ozgur secimler yalanlari ile gelenlerin yuzune tukurun...

Direnin!

Oyunu boz, sandiklari yak, seçim mitinglerine devrimin sesini yay, oy atma,Koleleligi degil, Özgürlüğü Seç!...

Yasasin Devrim ve Sosyalizm!...........

98059

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

Sayfalar